22 Mart 2010 Pazartesi

Çavdar Tarlasında Çocuklar / Gönülçelen

The catcher in the rye, Çavdar Tarlasında çocuklar veya Türkiyede ilk basıldığı adı ile Gönülçelen; pek yakın bir zamanda rahmetli olan J.D. Salinger'ın az sayıdaki eserlerinden en ünlü olanı..

Ben de yeni okudum bu kitabı ve bende garip bir tat bıraktı. Her şeyden önce, kitapta öyle bir şeytan tüyü var ki, okuyan herkes kendine bir yer bulup, "ya ben de bunu hissettim, yaşadım"  diyebilir. bu kitap bir öfke kitabı gibi. ama çok çocukça ve dışarıdan izlemesi oldukça eğlenceli bir öfke. Ergen öfkesi :)

kitabımızın kahramanı Holden Caufield e göre pek çok şey sahtekar-lanet ve rezil. Zaten kendisi de kitabın fanatikleri tarafından çoktan bir anti-kahraman olarak baş tacı edilmiş. Hiçbir nedeni olmadan ardarda yalanları dizebilen, kavga etmekten korkup sümsükleşen, klasik kız muhabbetlerinden tiksinirmiş gibi dursa bile aptal bulduğu kızlarla bile flört edebilen klasik bir ergen aslında. büyümenin çilesini çekiyor çekmesine ama çevresine çok duyarlı. nedenleri, niçinleri sorgulayıp biraz fazla çekiyor çileyi :)

kitap çok kısa... Holden'in bir iki gününü anlatıyor. sürükleyici ve okunması oldukça rahat bir şekilde yazılmış ve bir anda bitiveriyor. yalnız eski çevirisi yani Can yayınlarından çıkan Gönülçelen, güncel çevirisine göre daha "matrak" mış. orjinaline yakın, daha sert bir dille çevrilmiş... yani gidip yenisni almaktansa sahaftan bulup okumak daha mantıklı olur bence.

J.D. Salinger ile ilgili kısa kısa bilgiler geçelim bir de;
  • Salinger tüm hayatı boyunca medyadan ve her türlü insan ilgisinden uzak durmuş. hatta kitapları ünlenince sırf insanlardan kaçmak için new york tan new hampshire a taşınmış. bu yandaki resim de bir market çıkışında resmini çekmek isteyen birine karşı tepkisi...sanırım gözden uzak kalma tutkusu hakkında fikir vermiştir!
  • 2009 senesinde isveçli Frederik Coltig adında biri gönülçelen'in devamını yazmış, ancak Salinger bu girişimi dava etmiş ve kitap amerikada basılamamış. Holden in 60 sene sonraki halini anlatmaya çalışan ve ingilterede basılan kitap, zaten pek de beğenilmemiş..
  • Gönülçelen john lennon un katilinin cebinden çıkmış...
  • Salinger dini inançları sık değişen biriymiş. Çeşitli doğu felsefeleri ile bağlantılı inançlara merak sardığı gibi, scientology nin ilk tomurcugu olan bir oluşuma da çabuk sıkıldıgı halde katılmış. christian science denilen mezhebe de girmiş..
  • Kızı margaret babasını dream catcher isimli kitabında bol bol afişe etmiş. tahmin edersiniz ki babası bundan pek hoşlanmamış!
  • 53 yaşındayken 18 yaşındaki Joyce m. ile beraber olmuş, ilişkileri 9 ay sürmüş. bu ilişki uğruna Joyce okulunu bırakmış. Beraberken Salinger ın ona yazdıgı mektupları 99 senesinde 156 bin dolara satmış. alan kişi "bilişimci" peter norton mektupları yazara geri iade etmiş.
  • pek çok kişi, Holden C. in aslında Salinger ın kendisi oldugunu düşünüyor çünkü Salinger da okudugu okulun en kötü ögrencilerinden biriymiş...
Ne diyelim! Allah rahmet eylesin.  kitabı da tavsiye ediyorum. kendi hislerinizden bir parça bulma garantisi vererek!

Yazıya Kuyruk:

On üzerinden puanım- 7
Yazarı- J.D. Salinger
Orijinal Adı- The catcher in the rye
Çeviren- Coşkun Yerli
Sayfa Sayısı- 200
Tür- Roman

Kaç günde okudum- 1
Kaç kuruş- 8.9 @kitapyurdu
Öneririr miyim- açıkçası ben bir başyapıt bulamadım bu kitapta, ama okuması cidden eğlenceli ve ergenlik dönemini tebessümle hatırlamak için Evet diyorum!

6 yorum:

  1. bu kitap birçok iyi okurum önerdiği bir kitap...
    bend eokudum...ama sevemedim bir türlü:(((
    neden anlamadım ama hiç kanım kaynamadı.... sıkıldım bunaldım yeter yahu dedim...
    bana neden okumayı sevdiğimi sorgulattı...

    YanıtlaSil
  2. ben de bir başyapıt bulamadım; kutsal kitap atfedildigi derecede ama yine de okuması zaman zaman tebessüm ettiren kimi yerde rahatsız edici olsa da pek çok insanın ortak noktalarını içine sünger gibi emmiş bir kitap... şeytan tüyü işte!

    kitabın en güzel yeri de çavdar tarlasındaki çocukları yakalamak isteyişini anlattığı kısım...

    YanıtlaSil
  3. kitaptan aklımda kalan tek şey "göl donunca ördekler nereye gidiyor?" cümlesi sanırım. lisedeyken okumuş ve epey etkilenmiştim. sonra salinger'ın bütün diğer kitaplarını da okudum. sonra da hepsini unuttum gitti. bence bazı amerikalı yazarların bir laf kalabalığı problemi var. tom robbins de böyle mesela. aslında güzel bir şeyler yakalamış bunlar, ama araya o kadar çok başka şey karıştırıyorlar ki asıl meseleye odaklanmanı engelliyorlar. nasıl bir mantıksa artık...

    YanıtlaSil
  4. Türkçesini okumuştum Çavdar Tarlasında Çocuklar adı altındakini.Kısa zamanda ingilizcesini de okumayı düşünüyorum.Kitap çok samimi bir dille yazılmış.Sürükleyici ve tatlı bir kitap.Okurken Holden'ın tepkilerine gülmeden edemiyorsunuz ya da çoğu yerde "aa ben de ya" gibi tepkiler veriyorsunuz.Ama fazla abartıldığını düşünüyorum ki bu durum Salinger'ın da hoşuna gitmemiş bence.

    YanıtlaSil
  5. Kitabı beğenmeyen arkadaşlara önerim bir kez daha okumaları ...çok basit bir dille konuşuyor olması ilk etapta " ne var canım bu kitapda bu kadar abartılacak " duygusu oluşturuyor insanda çç

    YanıtlaSil
  6. Sade ve ağdasız bir dille yazılmış olması " aman canım ne var bu kadar abartılacak " duygusunu uyandırıyor.Yıllar önce orjinalini okumuştum ilk kez.Yanlışlıkla çantama koyup 10 saatlik bir İstanbul - Bangkong uçuşu sırasında okudum ikinci kez.Onca yıl ikinci kez okumak için beklediğime çok hayıflandım ...YKY den çıkan çevirisini de okudum ve çok beğendim çevirisini...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails