27 Mayıs 2013 Pazartesi

Hasat Avı | Yasmine Galenorn



Kitap: Hasat Avı
Yazar: Yasmine Galenorn
Orjinal Adı: Harvest Hunting
Yayıncı: Martı Yayınları
Tür: Fantastik, Urban Fantasy
Sayfa Sayısı: 456
Puanım: 3

"Benim adım Delilah D'artigo ve ben bir kedi kadınım. Fakat değişen doğamın bir başka yönünü daha keşfettim. Efendim istediğinde dönüştüğüm, içimdeki siyah bir panter. Hasatçılardan biri olan Sonbahar Efendisi beni yaşayan tek Ölüm Bakiresi olarak belirledi ve alnıma günüm birinde onun çocuğunu taşımam yazıldı. Panter yönüm vahşi ve acımasız ve bu yönümden korkmak yerine onu sevmeye başlıyorum. Gerçekleşme ihtimalini hiç düşünmediğim bir şekilde hayatımın bir parçası oluyor. Avcı doğamı hem ev kedisi hem de büyük kedi halimle kabulleniyorum. Doğum sırasında ölmüş bir ikiz kardeşim var. Hayalet leopar olan Ariel bazı durumlarda bana yardım etmek için gelir. Onu hep yanımda hissederim. O bir koruyucu ve bana göz kulak oluyor. Tek dileğim bir gün onunla oturup konuşabilmek. 

Kız kardeşlerim -Menolly, vampir olan; Camille, kısa süre önce rahibelik rütbesi kazanan bir ay cadısı- ve ben yarı insan yarı periyiz."

Ay'ın kız kardeşleri serisinin çıkan en son kitabı Hasat Avı ortanca kedi kadın Delilah ile devam ediyor. Bu seriyi çok sevdiğimi, çıkan kitapları heyecanla beklediğimi biliyorsunuz artık. Bu kitabı öyle bekledim, çıktığında bulamayıp küçük çaplı delirmişliğim var.

Bu kitapta kızlar yine koştur koştur yaşıyorlar. Delilah'ın gözünden okuyoruz. Sevgilisi Chase ile olan problemleri, bir Ölüm Bakiresi olarak eğitimlerine başlıyor.

Aynı zamanda büyük kız kardeş Camille'in problemlerine de şahit oluyoruz.

Ve yine Seattle eşliğinde okuyoruz.

Seriyi sevmeme rağmen kitaba 3 puan verdim. Bunun nedeni o koştur koştur yaşamları beni zaman zaman sıkıyor. Kitabın başından sonuna kadar savaşıyorlar. Lakin o kardeşlik ilişkisinin hayranıyım. Ve tabii mutfaklarının. Sanırım serinin en sevdiğim yanı orası. O mutfakta toplanıp neler yapacaklarını tartışırlarken, bir yanda bitki çayları, kurabiyeler, sandviçler eşlik eder.

Bu kitapta küçük bir spoiler olarak Hi'ran yanı Sonbahar'ın Efendisi'nin etkilerini daha çok görüyoruz. Açıkçası dört gözle bekliyordum. Bu kitap Delilah'ın yaşamına bir yön verir nitelikte.

Ruh mühürleri ve içinde bulundukları savaş uzun bir süre devam edecek ve ediyor sanırım. Benim seride çok sevdiğim diğer kısım yazarın her kitaba bir playlist hazırlaması. Bende 8tracks'tan o playlisti yaptım aldım yanıma mısır gevreğimi (Delilah sürekli cips yiyor bir süre sonra canınız deli istemeye başlıyor), playlistimi öyle okudum. Harika oldu tavsiye ederim. Şarkılar tamamen yazarın listesinden.

25 Mayıs 2013 Cumartesi

James Patterson | Swimsuit / Bikini ★★★☆



Yaz aylari icin alisveris yaparken bir de Bikini almaniz gerekiyor. James Patterson'un Bikini'si tam bir sahil polisiyesi; sahilde kosusturan cocuklar, kafelerden yukselen muzik, kolunuza bacaginiza konan sinekler cok fazla dikkatinizi dagitmayacak zira kitabin cok buyuk bir konsantrasyona ihtiyaci yok.

Akici olmasina akici, heyecan verici ve sonlarina dogru sasirtici lakin guzide cevirmenlerimiz tarafindan "bir solukta okuyacaksiniz" seklinde ifade edilen bir "page turner" degil.

~

Sports Illustrated icin Maui'de mayo cekimine katilan Kim McDaniels'in bir psikopatin ellerine dusmesiyle baslayan kitap, aslinda tam bir "kitap". Kitap, eski bir polis olup mevcut durumda polisiye hikayeler ve LA Times icin suc kosesi yazan Ben Hawkins'in agzindan anlatiliyor. Ben, omrunde gordugu en tehlikeli seri katil tarafindan oyunun icine cekiliyor ve katil, Ben'den hikayesini yazmasini istiyor.

Swimsuit, Henri Benoit'in hikayesi.

Swimsuit, Kim ile baslayip onlarcasiyla devam eden surukleyici bir cinayet romani.

Swimsuit, olay akisina dahil olan kisilerin her birinin caresizligini anlatiyor. Sapkin bir katil tarafindan kacirilan Kim'in, polislerin ilgisizligine ragmen henuz 21 yasindaki kizlarini bulmak icin savasan Lenon ve Barbara'nin, Henri'nin eline dusen onlarca genc kadinin ve Henri tarafindan tuzaga dusurulmek suretiyle oyunun tam ortasinda kalan Ben Hawkings'in...

Swimsuit aslinda biraz da "Is evil born or made?" sorusuna odaklaniyor. Seytani icgudulere sahip olarak mi dogarsiniz? Yoksa hayatin size getirdikleri seytani bir karakter gelistirmenize mi neden olur? Sayet icinizde henuz ortaya cikmamis bir seytan varsa, sizden yararlanmayi planlayan insanlar tarafindan beslenebilir mi? Ya da en nihayetinde seytan, seytan midir?

~

Kisacasi Swimsuit, yaz boyunca keyifle okuyabileceginiz ancak muhtemelen uc dort sene sonra karakterlerin adlarini dahi pek net bir bicimde hatirlamayacaginiz bir kitap.

Su ana kadar bahsettigim James Patterson romanlarinin tersine, Swimsuit'in cevirisi mevcut ve cogu kitabevinden kolaylikla temin edilebiliyor.

Dolayisiyla cok ciddi meramlar iceren bir kitabi yazin kosusturmacasi icinde ziyan etmek istemiyor ancak kitap okumadan duramiyorsaniz Bikini, uzerinize tam oturacak. Bikini'nizi alin, benim yaptigim gibi sahilde uzanin ve guneslenirken sayfalari cevirmeye baslayin. Heyecandan nefesiniz kesilmeyecek, ama keyifleneceksiniz! Net!

Opucukler, bikiniler, bol bronzlasmalar!

Amalth.

24 Mayıs 2013 Cuma

James Patterson | Pop Goes The Weasel ★★



Duramiyorum. Kendimi durduramiyorum. Durmaksizin James Patterson okuyor ve boylesine zekice kurgular yazabilen bir adami bu kadar gec kesfettigim icin arada kendime lanet ediyorum.

 ~

Pop Goes the Weasel, klasik bir Alex Cross hikayesi ancak polisiyeseverlerin yani sira FRP tutkunlarinin da keyifle okuyabilecegi bir kitap. Sayet "fantastic role playing" kavramindan hoslanmiyorsaniz katilin motivasyonunu sacma ya da anlasilmaz bulabilirsiniz. Bu nedenle, FRP'ye ilginiz yoksa farkli bir James Patterson romanina yonelmenizi oneririm.

Katilin kitabin sonunda sasirtici bir sonla ortaya ciktigi alisilagelmis polisiyelerin aksine Pop Goes The Weasel, size katili tanitarak basliyor. Aslinda, Alex Cross'un hikayesinden cok katilin hikayesini, motivasyonunu, hislerini okudugumuzu soyleyebilirim. Bu durum kimi sayfalarda adrenalinin dusmesine neden olsa da derin bir nefes alip okumaya devam ederseniz belirli bir noktadan sonra yeniden heyecan duymaya baslayabilirsiniz.

 ~

Geofry Shaffer, siyasi dokunulmazligi olan bir buyukelcilik calisani. Sapkin egilimlerinin yani sira The Four Horsemen (Mahserin Dort Atlisi) adi verilen fantastik bir oyun oynuyor. Oyun, zaman icerisinde bir bagimliliga, o bagimlilik ise Shaffer'in yegane gercekligine donusuyor. Zaten psikopatik egilimleri olan Shaffer'in oyundaki karakteri Death (Olum), sehrin varos kesimlerinde ardi arkasi kesilmeyen cinayetler isliyor. Lakin Shaffer arkasinda hicbir ipucu birakmadigi ve her seferinde farkli bir oldurme yontemi denedigi icin katili yakalamak soyle dursun, kurbanlarinin kimlikleri bile tespit edilemiyor.

O sirada Alex Cross, Jane Doe Cinayetleri adini verdigi cinayetleri cozmeye calisiyor ancak o ve birkac arkadasi disinda, olen onlarca kadini kimse onemsemiyor. Cunku o insanlarin birbirini (!) oldurmesini, toplumun kendi kendini temizlemesi olarak goren onlarca insan var.

Cinayetleri kisisel bir olay haline getiren Alex, Shaffer'a yaklastikca karsisina cok baska bir problem cikiyor; diplomatik dokunulmazlik! Katilin karsisinda durup isledigi suclardan oturu ona dokunamamak Alex'i yiyip bitiriyor. Ve kedi-fare oyunu, kanli bir akil oyununa donusuyor.

 ~

Shaffer'in dokunulmazligi nedeniyle kitabin belirli bir miktari akil oyunlari ve mahkeme sahneleri uzerine kurulu. Dolayisiyla hikaye her ne kadar surukleyici olsa da bazi noktalarda "Kac sayfam kalmis ki?" sorusunu sormak durumunda kaliyorsunuz.

Pop Goes The Weasel tek basina ele alindiginda kurguyu suslemek icin kullanilan bazi premature olaylar haricinde guzel, akici ve akil dolu bir kitap. Lakin James Patterson'un en fazla iki gun icinde bitirilen adrenalin bombalariyla kiyaslandiginda "fena degil iste" seviyesinde kaliyor.

Kitabin nispeten daha az heyecan verici olmasinin yani sira bir de Turkce cevirisinin olmamasi gibi bir problem var. Diger yandan, ceviriyi ben de bulamamis olabilirim zira Pop Goes The Weasel ayni zamanda bir sarki sozu, dolayisiyla kitap cevirmeni tarafindan cok farkli bir sekilde lokalize edilmis de olabilir.

 ~

Fark ettiginiz uzere Double Cross ile ilgili yazimda "kitabi begenmekten ölüyorum" cigliklari atan ben, "Illa bu kitabi okuyun" demeyecegim, diyemeyecegim. Ancak, James Patterson'a dair benimkine benzer bir takintiniz varsa da okumadan gecmeyin.

Opucukler, cicekler, bocekler, surukleyici polisiyeler.

Amalth.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Karagöz ile Boşverinbeni, Ferhan Şensoy


Bu roman, yalnızlığın romanı. Ferhan Şensoy'un okuduğum ilk romanıydı Karagöz ile Boşverinbeni, bundan sonra sıkı bir okuru olacağımdan eminim. Ferhan Şensoy'un kendine has bir dili var, daha önce hiçbir yerde karşılaşmadığım, yüksek ihtimalle kendi uydurduğu argo kelimeleri var, insan tüm bu "kendine has"lığa rağmen romanda yaratılan dünyayı kendi dünyası kadar yakın hissediyor.

Orta yaşlarında, bir kez evlenip boşanmış, yalnız yaşayan ve sıkıcı bir işte çalışan bir adamın hayatını anlatıyor Ferhan Şensoy. Yalnızlıktan kurtulmak için alışkanlıktan gittiği ve akşam yemeğini yerken içkisini de içebildiği bir lokanta ve yıllık izinlerinde çıktığı yaz tatilleri ve kendini yeniden evlendirme fikrini bir saplantı haline getirmiş ablası dışında tamamen kendiyle başbaşa bir adamın günlerini nasıl geçirdiğini, rutin haline getirdiği işlerini, hüzünlü ama eğlenceli bir şekilde yansıtıyor. Ve bu adamın hayatını değiştiren bir yenilik olarak penceresinin dışında iki yumurta, hiç çocuğu olmamış ve yalnız birinin yoldaşı oluyor.

Modern topluma, iş hayatına (kaldı ki eleştirilen iş hayatı da yine de günümüzdeki kadar sert köşeli kurumsal şirket hayatı bile değil, modern toplum da günümüzdeki kadar ürkek ve baskı içinde değil) ve kimi ihtiyaçlarımızın ne kadar yapay olduğuna dair pek çok eleştiri, kara mizah tadında usul usul anlatılıyor, sıcacık bir dille, bir kez başlayınca nasıl bittiğini bile anlamıyorsunuz, kumruları sevdiren roman.

İnsan Sürümü: 0.4 Çekilişinin Sonucu...

Merhaba, İnsan Sürümü: 0.4'ün kazananları belli oldu. 48 saat içinde kitapoburlari@gmail.com adresimize isim, soy isim, adres ve telefon bilgilerinizi mail atmanız gerekiyor. Kazananlara iyi okumalar diliyorum.
a Rafflecopter giveaway

9 Mayıs 2013 Perşembe

[Blog Tur] İnsan Sürümü : 0.4 - Mike Lancaster | Çekiliş



"Yepyeni bir dünya..."

Kitap: İnsan Sürümü 0.4
Yazar: Mike Lancaster
Orijinal adı: 0.4: It's A Brave New World 
Yayıncı: Altın Kitaplar
Tür: Bilim Kurgu 
Sayfa Sayısı: 222
Puanım: 4 


"BENİM ADIM KYLE STRAKER VE BEN ARTIK YOKUM!” Kyle Straker’ın eski kasetlere okuduğu hikâye böyle başlıyor.

Bu kasetlerin düzmece olduğunu düşünebilirsiniz. 

Ama ya değilse? 
Ya içlerinde geçmiş dünyanın tarihi gizliyse? 
 İnandığınız ya da bildiğinizi sandığınız her şey koca bir yalandan ibaretse? 

Peki ya siz? Her şeyin yalan olduğu bir dünyada, siz gerçek olabilir misiniz?" 

 
Bir anda sıradan hayatınız tamamen değişse ne yapardınız? Kyle ve neredeyse tanıdığı herkes, Millgrove'da her sene yapılan Yetenek yarışmasını izlemek için kasabanın gösteri alanında toplanırken çok alelade bir gün gibidir. Rodney Peterson ve berbat kuklası oradadır, tüm kasaba yarışmaya odaklanır. Silik tabiatlı arkadaşları Danny'nin hipnoz gösterisine destek olmak amacıyla gelmiştir Kyle. 

Sonra tabii olaylar cereyan eder. Bundan sonra ne söylesem spoilera gireceği için izlenimlerime geçmek istiyorum. 

Kısa bir kitap neredeyse yarım günde okunacak cinsten. Anlatımını da sevdim, hatta ara ara kendimi Şampiyonların Kahvaltısını okurmuş gibi hissettim ki, alakaları belki de yok, ama bir yerlerden Kilgore Trout çıkacakmış gibi bir izlenim bırakmadı değil. Kapağı beğendim, zaten tam da konuyla alakalı olmuş. 

Uzun bir süre uzaylılarla alakalı hatta hah klasik bilindik hikayelerden biri gibi dedim. Ama sonlarına doğru yazar ters köşe yatırdı resmen. Kyle'ın düşündüğü senaryolar benimde aklımdaydı hatta kendimce başka senaryolarda yarattım ama tutmadı. Sonunda türlü soru işaretleriyle, acabalarla  kitabın kapağını kapattım.  
Ve Goodreads'a gidip 4 puanı verdim. 



Şimdi artık tamamen Oburuz. Bizim logomuz obur baykuşumuz Pınar sayesinde Japonya'dan uçtu uçtu hepimize geldi. Çok şirin değil mi? 
Aşağıda da kitabı okurken çektiğim fotoğraf. Yeşil çay iyi gidiyor. 



Bilinmeyenlere, uzaylılara falan meraklıysanız doğru yerdesiniz. Altın Kitaplar'ın desteğiyle 5 İnsan Sürümü 0.4 çekilişine gelirsek, yapmanız gerekenler aşağıda gördüğümüz şartları yerine getirmek. Herkese bol şanslar dilerim...


a Rafflecopter giveaway

9 Mayıs: http://raflarinarasindan.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Çekiliş
10 Mayıs http://sssuigenerisss.blogspot.com/  Kitap Yorumu - Ön Okuma
11 Mayıs http://mirielenda.blogspot.com/  Kitap Yorumu - Kitap Kapakları
12 Mayıs http://thcodex.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı 
13 Mayıs http://pinucciasbooks.blogspot.com/  Kitap Yorumu - Yazarla Söyleşi 


8 Mayıs 2013 Çarşamba

Mim: Tardis Tag ve Görülesi Kitap Mekanları (Sweet Leaf)



Rafların Arasından'ı dört yazar birlikte idare ettiğimiz için mim geldiğinde de ayrı ayrı yapıyoruz, bu mim'de de ayrı ayrı cevaplamaya karar verdik, Sycorox, bir önceki post'ta kendi cevaplarını vermiş, ben de şimdi ondan kopya da çekerek kendi cevaplarımı yazayım:

1. Durak: Geçmişe yolculuk yapıyorsun. (Hangi tarihi/eski kitabın içine yolculuk yapacaksın ve neden?)

Galiba Jules Verne'in ya da Edgar Allan Poe'nun kitaplarından birinin içinde olmak isterdim, hatta illa bir kitap adı vermem gerekirse Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'ın, Nautilus'un içinde olmak isterdim, deniz dibinin ürkütücülüğü ve keşfedilmemişliği resmen tüylerimi diken diken yapar, nasıl olsa kendi hayatımda görüp görebileceğim tüm derinlik bir denize girme anında boy vermem olacağından, bari Tardis tag sayesinde dipleri göreyim.

2. Durak: Orta Çağ’a yolculuk yapıyorsun. (Hangi fantastik kitabı ziyaret edeceksin?) 


Syco buna Yüzüklerin Efendisi serisinin kitapları ile cevap vermiş, düşündüm ben de acaba onları mı isterdim diye ama galiba ben daha da bir gerçek Orta Çağ'a gidip de Sir Gawain ve Yeşil Başlı Şövalye'yi ziyaret edip Kral Arthur'u, yuvarlak masa şövalyelerini falan görmek isterdim. Çocukken okuduğumda hayran kalmıştım, dönerken ben de Yüzüklerin Efendisi serisinin kitaplarına da uğrar, bizim kızlara yetişirdim ama.

3. Durak: TARDIS’i uzaya götürüyorsun. (Hangi bilim kurgu kitabını ziyaret edeceksin?) ,

Watchmen! Dr. Manhattan'ı ziyarete Mars'a çevirirdim rotayı. 

4. Durak: Eve dönme vakti geldi ama TARDIS kazara alternatif bir evrene geçiş yapıyor. (Hangi distopyaya iniş yaparsın ve düzene sokmaya çalışırsın?) 

Düzene sokmaya çalışmadan Mülksüzler'e, Anarres'e gidip Odoculara katılırdım herhalde. 

5. Durak: TARDIS çocuklarla dolu bir başka bir evrene geçiyor. (Hangi çocuk kitabına giderdin ve neden?) 

Ehehe bir tek bu soruda ne cevap vereceğimden çok emindim, Alice Harikalar Diyarında'ya giderdim, beyaz tavşanın ardından ben de Alice'le birlikte atlar ve geri kalan muhteşem fantastik sahneleri gözlerimi bir saniye bile ayırmadan izlerdim, en sevdiğim, büyüme- küçülme, ağlama ve ardından tüm hayvanlarla toplu olarak kadril dansı eşliğinde kuruma sahnelerinde de zevkten delirirdim herhalde, Dodo Kuşu'nu elimi uzatsam dokunacağımı düşündüm de, oy, ne güzel olurdu. 

Bu soruya yine de bir şık daha eklemek istiyorum, Pinokyo'ya da gidip Gepetto Usta'nın yalnızlığına hüzünlenip Mavi Peri'ye sinirlenirken Pinokyo'yla maceradan maceraya koşmayı da ikinci tercihim olarak ekleyelim, burada da balinanın bizi yuttuğu sahneleri de kaydedebilmek için ufacık bir fotoğraf makinem de olsun. 

 6. Durak: TARDIS sonunda bulunduğun evrene geri dönüyor ve günümüz dünyasına iniş yapıyorsun. (Hangi çağdaş/contemporary romana yolculuk yaparsın ve neden?) 

Burada da özel olarak en sevdiğim romanları teker teker ziyaret edip hepsinin kahramanıyla tanışırdım, hepsindeki mekanları gezerdim. Ama bir roman ismi vermem gerekirse, herhalde Bunny Munro'nun Ölümü'ne yolculuk yapardım, sırf okurken Bunny Munro'yu yazarıyla özdeşleştirdiğim için fangirl'lük yapıyorum şu an leş gibi. Şaka bir yana, herhalde ben de pek çok insan gibi Tutunamayanlar'a yolculuk yapıp Turgut Özben'le tanışıp uzun uzadıya Selim Işık hakkında konuşmak, Selim'in tuttuğu Tutunamayanlar Ansiklopedisi'ni ellerimle incelemek, hatta şansım yaver giderse, üzücü olaydan önce oraya yolculuk yapmışsam, bizzat Selim'le tanışmak isterdim.

Bunlar, Tardis tag'in soru ve cevaplarıydı, bir de görülesi kitap mekanlarımızı sıralayacakmışız, hemen onlar da geliyor:

Diskdünya ilki. Mekan olarak komple bir gezegenin ismini veriyorum ama gezegen şu olunca, bunu görmek istiyor insan, ne yapalım:


Evet, Diskdünya, bir kaplumbağanın sırtında birbirlerine sırtını dönmüş dört filin başı üstünde taşınan bir disk. Ve bu kaplumbağa, evrende ağır ağır süzülürken o diskte de yaşayan insanlar var.

İkincisi, Nautilus'un içi olsa gerek, yukarıda da söylediğim gibi. 



Üçüncüsü, Dracula'nın şatosu. Bram Stoker'ın Dracula romanında anlattığı şato, Bran Castle mıydı emin değilim ama Bran Castle, şimdiye dek yazdıklarımın içinde tek gerçekten görülebilecek olanı:


(Zaten Diskdünya'nın gidilip görülebileceği bir gün gelirse çok eğlenirdik.)

Elbette Hogwarts'ı unutmadım.


Heidi'nin tavan arasındaki saman yataklı küçük odasını ve dedesiyle yaşadığı o küçücük kulübeyi de...


Madem çocuk kitaplarındaki görülesi mekanlardan bahsediyoruz ve madem koskoca bir Diskdünya'yı da gezegenliğine bakmadan mekan olarak aldık, neden B-612 asteroidini de almayalım ki? 




Sana Gül Bahçesi Vadetmedim'deki Yr Krallığı'nı da görmek isterdim ve eğer ben mim'i yanlış anlayıp, kitaplardan öğrendiğimiz ve gerçekten var olan yerler yerine böyle abuk subuk gerçekte olmayan yerleri görülesi mekanlar olarak sizlere anlattıysam da affola :)

Tardis Tag ve Görülesi Kitap Mekanları -Sycorox-


Merhaba, youtube'da Sue Moro 'nun başlattığı, vampirellaninguncesi bloğunda gördüğüm tag etkinliğini çok sevdim. Hemen başlayalım. 

Benim Tardis tag'ım şöyle; 

 1. Durak: Geçmişe yolculuk yapıyorsun. (Hangi tarihi/eski kitabın içine yolculuk yapacaksın ve neden?)
Jane Austen kitaplarının içinde olmayı isterim. Emma olabilir, o çok eğlenceliydi. Sonra tabii Darcy ve Elizabeth'e uğramadan olmaz. Hepsini tek tek gezmek isterdim.

 2. Durak: Orta Çağ’a yolculuk yapıyorsun. (Hangi fantastik kitabı ziyaret edeceksin?) 
Shire'ın kırlarında pipo tüttürmek için ve o muhteşem ortamı yaşamak için The Lord Of The Rings serisinin tüm kitaplarını dolaşırım çünkü baştan sona Orta dünyayı gezmek isterim. Yanıma Selin ve Melda'yı da alırım, onlarsız olmaz. Gerçi oraya gittim mi geri döner miyim orası meçhul. Dönmeyebilirim de. 


 3. Durak: TARDIS’i uzaya götürüyorsun. (Hangi bilim kurgu kitabını ziyaret edeceksin?) 
daha yeni Leviathan Uyanıyor'daydım. Tekrar oraya giderim önce Holden'la kahve içerim hiç de fena olmaz hani. 

4. Durak: Eve dönme vakti geldi ama TARDIS kazara alternatif bir evrene geçiş yapıyor. (Hangi distopyaya iniş yaparsın ve düzene sokmaya çalışırsın?)
Distopya tarzı kitaplar çok nadir bana hitap eder ama illaki gideceksem George Orwell'ın Hayvan Çiftliği'ne gitmeyi isterdim.

5. Durak: TARDIS çocuklarla dolu bir başka bir evrene geçiyor. (Hangi çocuk kitabına giderdin ve neden?)

O büyülü atmosferine aşık olduğum Hogwarts'a giderdim ve kendimi Slytherin'lerin arasına atardım. Oradan da ayrılmam çok şüpheli tabii.



 6. Durak: TARDIS sonunda bulunduğun evrene geri dönüyor ve günümüz dünyasına iniş yapıyorsun. (Hangi çağdaş/contemporary romana yolculuk yaparsın ve neden?)

Duman ve Kemiğin Kızı'na giderdim, Prag'a gitmeden kesinlikle olmaz bu yolculuk. Ne güzel olur Karou ile de tanışırız, Zehir Mutfağına giderim.




İkinci bir tag ise Saklama Kabı bloğunun sahibi Eren'in bana bir süre önce söylediği "Görülesi Kitap Mekanları"

Hazır Prag'da iken Zehir Mutfağı diyorum. Okurken mekanı o denli sevdim ki, sanki hep gidiyormuşum hissine kapılmıştım.


Sonra bir gitmek istediğim yer olan Seattle'a gider Ayın Kız kardeşlerine uğrarım. Mutfakları dillere destan. Irıs bitki çayı ve kurabiye de yapsın getirsin gargoyle Maggie'i seveyim. Onlar dünyayı kurtarırken bir köşede  takılırım.



Nick Hornby'in High Fidelity'sine gider o efsanevi plak dükkanına dalarım. Robb ile tanışır, muhabbet eder ve takma fazla bu kadar abicim derim.



Oradan Mercy'nin (Mercedes Thompson) tamirhanesine uğrarım. Konuşurum Epsilon yayınları diğer kitapları çıkarsın diye. Burada bir dolu hayranın var derim.



Aşk ve Gurur'a gidip Elizabeth'in dolaştığı her yerde olmayı isterim. Hatta filmdeki salıncakta sallanmak hiç fena olmazdı.


Hogwarts'a uğramadan edemem yine. Dikkat ettim de en sevdiğim kitap mekanları yemek masaları. Şu şaşalı  masada oturmayı hangimiz istemedik ama. 




Ve son olarak da yine kendimi Orta Dünyaya atar Tom Bombadil ve karısına uğrarım. Kitapta en sevdiğim mekanlardan biriydi ve halen isyanım var filmde göremedik diye.


Ben bu tagları yaparken çok eğlendim. Etkinliği oluşturan arkadaşlara teşekkürler...

2 Mayıs 2013 Perşembe

[Blog Tur] Leviathan Uyanıyor - James S.A. Corey | Yazar Tanıtımı


Geleceğe hoşgeldiniz...


Kitap: Leviathan Uyanıyor / Enginlik Serisi 1
Yazar: James S.A Corey
Orijinal adı: Leviathan Wakes
Yayıncı: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 508
Tür: Bilim Kurgu, Space Opera
Puanım: 4,5

"Reaktörün etrafında katılaşmış olan çamur, Julie'nin daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemeyen bir yapıya sahipti. Damarları veya hava yollarını andıran tüpler geçiyordu içinden. Katman yer yer zonkluyordu. Bu şey çamur değildi demek ki. 
Etti. 
Şeyin bir çıkıntısı ona döndü. Kütleyle kıyaslandığında bu çıkıntı bir ayak parmağından, bir serçe parmaktan daha büyük değil gibiydi. Çıkıntı kaptan Darren'in başıydı. 
"Yardım et." dedi yaratık. 

Bilim kurgu sevenlerin merakla beklediği Enginlik serisinin ilk kitabı Leviathan Uyanıyor İthaki yayınlarından çıktı. Tabii Oburlar olarak bizden kaçmadı. Öncelikle İthaki yayınlarına çok teşekkür ederiz.

Kitaba gelirsem şayet, bence türü seven ve heyecanla bekleyen okuyucuları tatmin edecek bir roman. Şimdiye kadar bilim kurgu tarza uzak olan kişileri bile -mesela ben- gayet içine alıyor. Okurken hiç sıkılmadım, elime aldığım anda kaç sayfa okuduğumu bilemedim. Akıcı anlatımı benden ciddi artı puan aldı. Olaylar hızla ilerlese dahi zihninizi yormuyor ve orada onlarla yaşıyormuş gibi heyecanlanıyorsunuz.

Ve bu kitapla beraber türe aşırı sıcak bakmaya başladım. Hatta kitap listemi bilim kurgu ile doldurdum desem yalan olmaz. Çekiliş sorusunu okuduğunuz bilim kurgu romanlar olarak yapmamız iyi oldu, oradan not aldım bir çok isim.

Kitap James Holden ve Joe Miller'ın gözünden ilerliyor. Bir bölüm Holden, bir bölüm Miller. İkisi birbirinin zıttı karakterler. Holden idealist, sistemin çarklarına boyun eğmek istemiyor ve hakkını aramak için çırpınıyor,  Miller ise polis mantığıyla hareket ediyor.

Holden Canterbury gemisinde su taşımacılığı yapıyor. Son görevinde yardım çağrısı alıyorlar. Çağrıyı yapan gemiye gittiklerinde kendi gemileri Canterbury hayalet gemiler tarafından yok ediliyor. James Holden saldırıyı canlı bir şekilde duyuruyor ve resmen Mars'a savaş ilanı gibi. İşte bu yaptığı Miller'a göre budalaca hareket ile bir anda ortalığı karıştırır.

Miller'a ise amiri, kaybolan DGİ üyesi, zengin bir kızı bulması görevini verir. Miller'a kızın hikayesi çok enteresan gelir ve amiri elinden alsa dahi araştırmaya devam eder. Bu kadar anlatayım, hatta çok bile yazdım spoiler'a girmesin.

Çeviri ise son zamanlarda okuduğum en iyi çeviriydi kutluyorum. Kapağa ise vuruldum açıkçası. Benim yeni kitap ayracım Dracarys de yerini aldı beraber okuduk. Orijinal kapak konuya daha uygun evet ama bizim kapak çok kendine özgü olmuş. Direkt olarak merak ettiriyor. Dimi Dracarys?



Yazar Tanıtımı'na Gelirsek; 



James S.A Corey aslında Daniel Abraham ve Ty Frank isimli iki yazarın kullandıkları takma isim. Yani iki yazar var aslında. Her iki yazar da New Mexico'da yaşıyorlar. Bu isim adı altında Leviathan Uyanıyor'u yani Enginlik serisini yazmışlar.

Bu romanla 2012 Hugo, en iyi roman adayı ve yine 2012 Locus En iyi bilim kurgu roman adayı olmuş. Leviathan Wakes'den sonra 2012'de Caliban War, 2013'de ise Abaddon's Gate gelmiş.

Yazara'a -yazarlara- kişisel olarak bakarsam, twitter'da Dracarys'li fotoğrafı paylaştığımda kendiliğinden görüp, çok sıcak ve samimi bir şekilde beğenilerini ifade edip sohbet ettiler.

Eğer ben bu kitabı çok merak ediyorum, türe ise aşinayım, meraklısıyım diyorsanız sizi çekiliş sayfamıza Elenda'nın bloğuna alalım. Tek yapmanız gereken, katılım şartlarını uygulamanız ve soruya cevap vermeniz.

Şimdiden bol şanslar ^^

1 Mayıs http://mirielenda.blogspot.com Kitap Yorumu - Çekiliş
2 Mayıs http://raflarinarasindan.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı
3 Mayıs http://sssuigenerisss.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Kitap Kapakları
4 Mayıs http://thcodex.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Ön Okuma
5 Mayıs http://pinucciasbooks.blogspot.com/ Kitap Yorumu - Bunları biliyor musunuz?


Related Posts with Thumbnails