6 Mart 2010 Cumartesi

Aile Bağları ve Fedakarlık Üzerine: Kız Kardeşim İçin

"Siz Olsanız, ne yapardınız?" tagline'ı ile basılmış olan Kız Kardeşim İçin, sıradışı hikayesi ile insanı aile bağları ve fedakarlık üzerine düşünmeye zorluyor.

farzedin ki, mutlu bir evliliğiniz var. Birgün çocuğunuz oluyor ve hayatınızın mükemmel olduğunu düşünürken bir anda bebeğinizin hasta olduğu gerçeği ile yüzleşiyorsunuz. Doktorlar size onun için çok umutlanmamanızı, büyüdüğünü hayal etmemenizi tembihliyor ama siz yılmıyorsunuz. O bebeği yaşatmak için elinizden gelen en iyi şeyi yapıyorsunuz. Ona donör olacak ikinci bir bebek.

Evet, işte Kate ve onun için üretilmiş bir bebek olan Anna'nın dokunaklı hikayesi böyle başlıyor Kız Kardeşim İçin'de. Anna sadece kardeşini yaşatmak için dünyaya gelmiş olan, özel bir çocuk. Tamamen sağlıklı olmasına rağmen hayatı hastanede, ameliyatlarda geçiyor.

Hikayenin başladığı noktada Anna, artık  "ben böyle bir hayat istemiyorum" diyor ve ailesine karşı dava açıyor.

Hikaye Anna, annesi Sara, abisi, babası, Kate, Anna'nın avukatı ve sosyal güvenlik görevlisi olan Julia etrafında dönüyor.

Öznel bir değerlendirme yaparsam, kitabın inanılmaz sürükleyici başladığını ancak ortalarda tempoyu düşürdüğünü, sonunda ise beni hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Yazar Jodi Picoult sanırım sürpriz bir sonla bitirmek istemiş kitabı, tabi  ki sonunu burada paylaşmayacağım ancak okuyanların beğenilerine dair yorumlarını kesinlikle duymak isterim.

Kitabın en büyük kozu gerçekten orjinal olan konusu.

Kendinizi önce Anna'nın yerine koyuyorsunuz. Ben olsam, ne yapardım? Kız kardeşim için, kanımı, organlarımı, hayatımı feda eder miydim? Veya ona sırtımı dönüp ölmesine göz yumar mıydım? diyerek.

Sonra,  Sara'nın yerine koyuyorsunuz. Kate gibi bir çocugum olsa, onu yaşatmaya çalışır mıydım? Çocuklarımdan birinin bir diğeri için bu denli büyük fedakarlıklar yapmasına müsade eder miydim? diyorsunuz. Hem zaten, Sara iyi bir anne mi? kötü bir anne mi? Bu sorunun cevabını vermek öyle zor ki.

Ve tabi ki Kate... hiçbir zaman istediği gibi bir hayatı olamamış, hastalıklı Kate. Tüm ailesinin, bedenindeki hastalığın kara bulutları altında yaşıyor olmasının yükünü taşıyan, tek istediği normal bir hayat olan genç bir kız... Onun yerinde olmayı hayal edemiyoruz bile!

Not: Kitabın bir de orjinali ile aynı isimde, türkçeye ise kız kardeşimin hikayesi adı ile çevrilmiş bir filmi var. izlemedim, ancak incelediğim kadarı ile kitaptan biraz sapmışlar. kitap ilginizi çektiyse, izlemeden önce okumanızda fayda var derim ben...

Yazıya Kuyruk:

On üzerinden puanım- 7
Yazarı- Jodi Picoult
Orijinal Adı- My Sister's Keeper
Çeviren- Serkan Göktaş
Sayfa Sayısı- 450
Tür- Roman

Kaç günde okudum- 2
Kaç kuruş- 13,7 @kitapyurdu
Öneririr miyim- Evet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails