Daha önce şurada yazdığım gibi Alper Canıgüz'ün Gizliajans romanını hem sevmiş hem de sevmemiştim.
Evet, zaman zaman oluyor böyle çelişkiye düşüyorum, kitaplar konusunda.
Sevdiğim şey, kitabın sürükleyiciliği iken; sevmediğim tarafı ise biraz zorlama gelmesiydi.
Ama yine de söz vermiştim diğer kitaplarını da okuyacağıma. Tatlı Rüyalar, bana çok daha güzel ve okunası geldi. Kurgusu, absürdlüğü, sürükleyiciliği ve bağlantıları ile bir çırpıda olmasa da zevkle okudum. Psikoloji, macera, kurmaca her şey mevcut kitapta.
Hangisi rüya, hangisi gerçek? Kim kimin rüyasında başrolde?
Alın okuyun derim.
Şuan Gizli Ajans'ı okuyorum ve zaman zaman kahkahalarla gülüyorum herkes dönüp bana bakıyor:) konuşur gibi yazma üslubu ve olayları hep bir komedi şeklinde yansıtması çok hoşuma gitti, sıkılmadan okunuyor ve olayların birbirine bağlanışıyla kurgusuda fena değil sadece herşey çok hızlı oluşuyor, daha bitirmedim kitabı bitirince detaylı yazmayı düşünüyorum.
YanıtlaSilGerçekten bazen ben de olayların hızına erişemedim :) Konuşur gibi yazması ayrı bir tat katıyor, kesinlikle haklısınız.
YanıtlaSilAlper canıgüz ile tanıştıgım kitaptır, çok matrak çok :))
YanıtlaSil