Size bahsetmek istediğim üçüncü kitap: Geceyarısı'nın Peşinde
Bir yakınımın kitaplığında görüp yürüttüğüm üç kitaptan biri olarak hayatıma girdi. Şimdi en sevdiğim kitaplar arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Geceyarısı'nın Peşinde’de yedi yaşındaki Portekizli John Zarco ile, Afrikalı Geceyarısı’nın masum, çocuksu arkadaşlığı büyüleyiciydi. Şeker Portakalı’nı sevenlerin bu kitabı da çok seveceğinden eminim. Zarco ile Geceyarısı, Zeze ile Portekizli Manuel Volodores’i aratmıyor.
Portekizde yaşayan ve sıcacık bir aile olan üç kişilik Stewartlara Geceyarısı’nın katılmasıyla her birinin hayatı tamamen değişiyor, kendilerini hayal bile edemeyecekleri olayların ortasında buluyorlar. Bize kalansa otuz yıl süren bu muhteşem hikayeyi Zarco’dan dinlemek ve keyfini çıkarmak.
Çocukların dilinden anlatılanları okumayı çok seviyorum. Onların hayata bakışlarının saflığı ve farklı gözlemleri ile kendi çocukluğuma dönüyorum. :)
Bana göre kitabın bu kadar akıcı ve sürükleyici olmasının en önemli nedenlerinden biri de Solmaz Kamuran tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olmasıdır.
10 üzerinden 10 veriyorum ve kitaptan bir cümle ile bitiriyorum: "O an cevabım bana normal gelmişti, oysa şimdi birinin diğerine okuma yazma öğretmesinin büyük bir sevginin işareti olduğunu düşünüyorum."
Keyifli okumalar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder