Nereden geldi aklıma da bu kitabı aldım, okumaya başladım hatırlamıyorum. Bir günde de bitirdim, zevkle ve sürüklenerek.
Tahsin Yücel, soylu bir aileden gelen başarılı, akıllı ve tam istenilen evlat olarak görülen şanssız İlyas Divitoğlu'nun, toplumdaki yargılar, mahalle baskısı, insanların ikiyüzlülüğü nedeniyle yaşadığı sıkıntılı hayatı anlatıyor. Birbirimize nasıl önyargılarla baktığımızı, kendi çıkarlarımız söz konusu olduğunda nasıl insanlığımızdan, dürüstlüğümüzden vazgeçebileceğimizi yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor.
İlyas, kız arkadaşından ayrıldıktan sonra kendini bulduğu boşluğun içinde; birden delice bir tutku haline gelen yemek yapmayı; Hukuk eğitimine, ailesine, diğer her şeye tercih ediyor ve bunun da bedelini acı bir şekilde ödüyor.
Kitabı okurken, nasıl iştahım açıldığını anlatamam. Normalde yemek istemeyeceğim yemekleri bile İlyas'ın malzeme alışverişinden başlayarak, öyle güzel anlatmış ki yazar, kendimi mutfakta kendi çıkmazımda bulmamak için zor dayandım.
yemek günlüğü olan biri olarak atlayıveriyorum mutfaklı yemekli herşeye : ) adını kaydettim bile ,teşekkürler
YanıtlaSil