Bir evliliği, evliliğin kadın açısından olan sorunlarını seriyor gözümüzün önüne esasen.
Kıskanç bir kadın var, kocasının eşi, metresi, annesi, kızı, sekreteri kısacası her şeyi olmak isteyen.
Ve bunu da başarıyor. Adamın çevresinde olan bütün kadınları uzaklaştırıyor. O derece hastalıklı ve psikopat bir duruma giriyor iş.
Adama gelince o halinden memnun aslında. Çünkü her işi aksatmadan görülüyor. Bir kadın hayatındaki diğer kadınlara bedel bir şekilde, onların eksikliğini aratmadan işini yürütüyor. Bu bence tüm erkeklerin hayal ettiği bir durum olsa gerek.
Ve kitabın sonunda kadın kıskançlığa ve çılgınlığa dayanamayarak kocasının yemeğine zehir koyup onu öldürüyor. Ve bu kitabı yazıyor (gerçek yaşam öyküsü değil)
Şimdi tamam kadın psikopat ciddi anlamda sorunları olan ve yalnız bir kadın. Hatta o kadar kaçırmış ki, kızını kıskanıp, onu evden uzaklaştırmasında " yok artık ablacım" diyorsunuz. Ama böyle insanlar var, kitap kurgu ama ciddi anlamda böyle insanların olduğuna şahidim ben.
Kıskançlık sorgulanacak bir konu, muhtemelen de ondan daha popüler konu olan "aldatma" kadar sorgulanacak yıllarca.
Lakin ben bu kitaptan çok şey öğrendim. Ve bunların olumlu şeyler olması sizi şaşırtmasın.
Mesela; kadın kocasının onu her sabah güzel görmesi için, adamdan önce uyanıp süslenip, hafif makyaj yapıp tekrar yatağına dönüyor ve adam onu her sabah prenses gibi görüyor. Şimdi hangimiz yaparız böyle bir şey?
Tamam bir iki gün yapsak bile, üçüncü gün mızımaya, "beni böyle kabul et dostum"lara başlarız.
Sonra sakin bir şekilde, adama söz geçirmesi takdire şayan gerçekten.
Bu kitaptan şunu da anlıyoruz, erkeklere sakin bir şekilde her istediğini yapıyor görünüp, aslında siz her istediğinizi yaptırabilirsiniz. Olayın özü budur.
Bencede müthişti herne kadar ismi ürkütsede okunması gerekli kitaplar arasında ...Özelliklede eşin gözüne sokulark ...
YanıtlaSilçok merak ettim bunu ben yaa
YanıtlaSilben de çok severim, tekrar tekrar okuyabildiğim nadir kitaplardandır, zaten incecik bir şey. acayip eğlenceliydi.
YanıtlaSil