30 Aralık 2014 Salı

[Blog Tur] Karanlık Zihinler - Alexandra Bracken | Kitap Yorumu - Tanıtım Videoları


EN PARLAK ZİHİNLER EN KARANLIK OLANLARINDIR



Kitap: Karanlık Zihinler
Yazar: Alexandra Barcken
Orijinal Adı: The Darkest Minds
Çeviri: Handan Sağlanmak Arlı
Yayıncı: Parodi Yayınları
Sayfa Sayısı: 572
Basım Yılı: 2014
Tür: Fantastik, Distopya
Puanım: 3,5








Adım Ruby. 
Hepinizden farklıyım. 
Aklınızın derinliklerinde gezinebilir, anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim. 
Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. 
Hem de kendi ailem tarafından... 
Burada her adımımız izleniyor, nefes alış verişlerimiz bile. 
Yalnız değilim. Maviler... Yeşiller... Turuncular... Sarılar ve Kırmızılar... Karanlık Zihinler... 
Ve yaşamak için saklanmak zorunda kalanlar 
Ve kaçanlar...



Parodi yayınlarından çıkan Karanlık Zihinler turumuzda bize konuksunuz.
Aynı zamanda bu turumuzda Fanboy'un Günlüğü konuk bize. Çok hoş videolu yorumu var. 
 Ben şahsen çok fazla distopya sever biri olmadığımdan dolayı kitabı takip etmiyordum. Ama konusu ilgimi çekti tabii. Zaten distopya sevmeyip, bu kadar distopya okumak başlı başına enteresan. Son zamanlarda okuduklarım da ciddi anlamda birbirine benzemeye başladı. Silik bir kız çocuğu, onun büyüme evresi ve bu sürede dünyanın değişmesi vs. 

Ruby ülkesindeki salgında hayatta kalan az sayıda çocuklardan biridir. Hayatta kalması da onun için ayrı büyük tehlike arz eder. IAAN  yani -İdiyografik Adolesan Akut Nörodejenerasyon- isimli bir hastalığa yakalanır hayatta kalanlar. Bu hastalık sonucunda da süper güçler kazanırlar. Heroes, Misfits gibi dizileri sevenler beri gelsin. 

Hastalık her bir güce göre Yeşiller, Maviler, Turuncular, Sarılar, Kırmızılar diye ayrılır. Aileler çocukları ile nasıl baş edeceklerini bilemedikleri ve korktukları için devlete rehabilite olmaları için verirler. Çocuklar kamplara alınır, Ruby Thurmond kampına gider. Oradaki doktoru yanıltarak Turuncu olmasına rağmen Yeşilmiş gibi gösterir kendini. O kampta tabiri caiz ise çocuklar sürünürler. 

Kitap başlarda çok boğdu beni. Sonra baya açıldı ama yine de pek ısınamadım. Lakin konusu enteresan ve türü sevenlerin çok beğeneceği havası var. Aynı zamanda kapağına hayran kaldım, çok güzel. 

Bir seçim yapsam hangi renk olmak isterdim diye düşününce Turuncu olmayı isterdim kesin. Tabii bu anında yok edileceğim anlamına gelirdi. 

Şimdi gelelim kitabın tanıtım videolarına;







Tur Programı

 28 Aralık fanboyungunluguu.blogspot.com | Kitap Yorumu
28 Aralık suigenerisss.blogspot.com | Kitap Yorumu - Ön Okuma
29 Aralık thcodex.blogspot.com | Kitap Yorumu - Alıntılar
29 Aralık mirielenda.blogspot.com | Kitap Yorumu - Bunları Biliyor musunuz?
30 Aralık kutsalyorumcu.blogspot.com | Kitap Yorumu
30 Aralık raflarinarasindan.blogspot.com | Kitap Yorumu - Tanıtım Videoları
31 Aralık pinucciasbooks.blogspot.com | Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı

İyi Okumalar

-Sycorox-





18 Aralık 2014 Perşembe

Bir Zamanlar Europa'da, John Berger


Bir Zamanlar Europa'da, John Berger'in okuduğum ilk kitabıydı ve açıkçası tam da bu kadar incelikli bir şeyler okumaya ihtiyacım olduğu bir zamanda karşıma çıktı. Basit, sade yaşamların, Avrupa köylülerinin gündelik hayatlarının, aşklarının, evliliklerinin, törenlerinin içinden gelen kısacık hikayeler, bittiklerinde ve kendi hayatınıza döndüğünüzde bile bir süre sizinle yaşamaya devam ediyorlar. Birbirinden doğal, birbirinden içten öyküler ve gerçek karakterler, John Berger'in usta ve yalın sözcükleriyle resmen tam anlamıyla hayat bulmuşlar. 

Özellikle kitaba da adını veren Bir Zamanlar Europa'da adlı öykü, diğer öykülerin arasında benim için biraz daha unutulmaz oldu.

Köylülerin sınıf mücadelesine ve toplumsal gelişmelere de öykülerin içinde yer veren John Berger'in bu kitabında daha çok gerçek karakterler, gerçek hisler ve müthiş bir sevgi bulacaksınız, öykü okumayı sevenlere şiddetle tavsiye ediyorum.

16 Aralık 2014 Salı

[Blog Tur] Marslı - Andy Weir | Yazar Tanıtımı


O DÜNYANIN EN ÜNLÜ ADAMI.
SORUN ŞU Kİ, DÜNYA'DA DEĞİL. 





Kitap: Marslı
Yazar: Andy Weir
Orijinal Adı: The Martian
Çeviri: Emre Aygün
Yayıncı: İthaki Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 415
Basım Yılı: 2014
Tür: Bilimkurgu
Puanım: 4,5










Marslı turunda bu sefer bize konuksunuz. Kitap öylesine güzeldi ki bu turu beraber gerçekteştirdiğimiz İthaki Yayınlarına teşekkür etmeden başlayamam.

Şimdi şöyle düşünün, astronotsunuz Mars'a gidiyorsunuz ve sonra orada tek başınıza kalakalıyorsunuz. Dünyada öldüğünüz düşünülüyor, orada yaşamak hatta yaşam savaşı verip dünyaya kendinizi göstermek zorundasınız. Issız bir adaya düşmenin daha kötüsü ıssız bir gezegene düşmek!

"Tuhaf bir his gerçekten. Nereye gitsem ilkim. Araçtan dışarı mı çıktım? Oraya gelen ilk kişi benim.
Bir tepeye mi tırmandım? O tepeye tırmanan ilk kişi benim! Bir taşı mı tekmeledim? O taş bir milyon yıldır yerinden kımıldamamıştı!
Mars'ta uzun yolculuğa çıkan ilk kişi benim. Mars'ta otuzbir soldan fazla zaman geçiren kişi benim.
Mars!ta mahsul yetiştiren ilk kişi benim. İlk, ilk, ilk! " sf 115

Mark Watney'i okurken ciddi anlamda kendiniz oradaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Bu yazarın eğlenceli ve rahat anlatımından dolayı. Sizin vereceğiniz tepkileri veriyor adam. Düşünebileceğiniz şeyleri düşünüyor. Ve orada hayatta kalma mücadelesi, bulduğu pratik çözümler çok ilgi çekici. Onun için Matt Damon'ın onu nasıl canlandıracağını şimdiden merak etmeye başladım. Hatta okurken hiç gözümde canlanmadı Matt. Mark'ın o esprili havasını yansıtabilir mi bilemiyorum. Evet Ridley Scott filme alıyor kitabı.

Mark Mars'ta yürüyen ilk insanlardan olduğunu düşünmüştü ama sonra orada ölen ilk insan olacağına oldukça emin bir şekilde başlıyor kitap. Birkaç gün sonra toparlıyor ne yapabileceğini düşünmeye başlıyor. Mühendis olmasının yanında botanikçi de olduğu için ne yetiştirebilirim diye düşünmeye başlıyor. Biriktirdiği insan dışkılarını gübre yapıyor -iğrençleşme dediğinizin farkındayım ama onun için hayati bir önem taşıyordu- Marsta sebze yetiştirmeye çalışıyor adam ya! :)

Kitap öylesine akıcı ve sıkmayan bir şekilde ilerliyor ki, o anlattığı bize yabancı gelen formüller vs. insanı baymıyor bile. Hatta ciddi ciddi aslında araştırmak lazım diyorsunuz.


Haber ajansı da kurduk. Marstan haberleri Oburgül'den öğrendik :)


Beni takip ediyorsanız muhtemelen çok fazla bilim kurgu okuyan biri olmadığımı bilirsiniz. Ama turlar sayesinde bu tamamen kırıldı ve ne zaman bir bilim kurgu kitap konuşulsa evet varım! diyorum. O yüzden yazarın dilini vs diğer yazarlarla karşılaştırma yapamıyorum çok yeniyim daha. 
Çevirisi gayet iyi, yayınevinin orijinal kapağı kullanması çok yerinde olmuş. 

Gravity, İnterstellar gibi filmleri severek izlediyseniz şayet bu kitaba bayılacaksınız. Hatta bence onlardan daha iyi ki, filmi ısrarla bekliyorum. 

Ve gel gelelim yazarımıza; 



Andy Weir Kaliforniya'da büyüdü. 15 yaşında Sandia National Laboratuvarlarında bilgisayar programcısı olarak çalışmaya başladı. Uc San Diego'da bilgisayar programcılığı okudu ama mezun olmadı. Çeşitli yazılım şirketlerinde bilgisayar programcısı olarak çalıştı. Arthur C. Clarke ve Isaac Asimov gibi yazarları okuyarak büyüdü. 

Yazar 20'li yaşlarında bilim kurgu yazmaya başladı ve yıllarca kendi sitesinde yazdıklarını yayınladı. İlk olarak kısa hikayesi Yumurta dikkat çekti 

Ama ilk romanı Marslı ile büyük başarı sağladı. Başlarda sitesinde ücretsiz dizi olarak yayınlanan kitap sonraları belli bir ücret karşılığında Kindle okuyucularına sunuldu ve orada en çok okunan kitaplar listesine girdi. Ve en sonunda bir yayınevi ile anlaşıp kitabı okurlara sundu. Çıktığında New York Times2ın en çok satanlar listesine 12. sıradan giriş yaptı.
Ve en son olarak Ridley Scott tarafından, başrollerini Matt Damon, Jessica Chastain, Kate Mara oynayacağı  film versiyonunu 2015 yılında beyazperde'de göreceğiz.

Bu kitabı okumak istiyorum diyorsanız şayet Kitap Oburlarının facebook sayfasını takipte olmayı unutmayın.


Tur Takvimi

15 Aralık pinucciasbooks.blogspot.com | Kitap Yorumu - Ön Okuma
16 Aralık kutsalyorumcu.blogspot.com | Kitap Yorumu - Alıntılar 
16 Aralık mirielenda.blogspot.com | Kitap Yorumu - Bunları Biliyor musunuz?
16 Aralık raflarinarasindan.blogspot.com | Kitap Yorumu - Yazar Tanıtımı 
17 Aralık sssuigenerisss.blogspot.com | Kitap Yorumu - Film Hakkında 
17 Aralık sohbetedecekkimseyok.blogspot.com | Kitap Yorumu 
18 Aralık thcodex.blogspot.com | Kitap Yorumu - Tanıtım Videosu 
18 Aralık segesegese.blogspot.com | Kitap Yorumu


İyi Okumalar

-Sycorox-

14 Aralık 2014 Pazar

Orta Dünya'nın Çizerleri | Alan Lee & John Howe



17 Aralık'da The Hobbit: The Battle of the Five Armies vizyona girecek ve veda edeceğiz. O yüzden bugün Tolkien denince akla gelen bir illustrator'u inceleyeceğim. 
Kendisi benim en saygı duyduğum ve hayranı olduğum sanatçılardan olduğu için uzun zamandır yazmayı planlıyordum zaten. 

Sonradan gelen edit; Sadece Alan Lee'yi yazacakken John Howe'u es geçemedim. 



Alan Lee'yi John Howe ile beraber, bende dahil çoğu kişi LOTR filmleri ile tanıdı. 
Kendileri filmlerin konsept sanatçıları olarak The Return of the King filmi ile En iyi sanat yönetmeni Oscarını almışlardı. 
Alan Lee ve John Howe'un bu filmlerde emeği çok büyük çünkü resmen onların çizimleri ile şekilleniyor. Özellikle Hobbit filmlerinde Alan Lee hiç şimdiye kadar yapmadığı bir şeyi deneyerek 3d teknolojisine uygun yapıyorlar çizimleri. 

Alan Lee'ye baktığımızda benim diğer çok sevdiğim ve blogda paylaştığım Brian Froud ile baya bir çalışmaları olmuştur. Hatta onu yazarken görüp şaşırmış Faeries kitabını alınacaklar listeme eklemiştim. 

John Howe'da yine Alan Lee gibi Tolkien'e gönül veren sanatçılardandır ve beraber Lotr, Hobbit projelerinde yer aldılar, Oscarı kazandılar. Bireysel olarak da George R. R. Martin'in A Clash of Kings adlı romanı çok sayıda John Howe çizimiyle çıkmış ki, kitabı deliler gibi merak ediyorum. 

Onun en sevdiğim çizimi Gandalf the Grey. 




Lord of The Rings'de 9 insan kralın ikisi olarak yer de aldılar. 




Hobbit için illustrasyonlarını paylaşacağım sizinle. Esasen bu illustrasyonlarla olan kitabı 2012 yılında İthaki yayınları çıkararak bizi mutlu ettiler. 













             
                 Ben kitabı hemen edindim tabii. Ve daha çok ilham alıp Hobbit evi de yaptım. 
                                       


İyi okumalar...

-Sycorox-


              
Related Posts with Thumbnails