3 Şubat 2010 Çarşamba

Grotesk | Natsuo Kirino


Natsuo Kirino, hukukçu bir Japon yazar. İlk romanı Çıkış da Türkçe'ye çevrilmiş, ikinci romanı Grotesk de Türkiye'de de dünyada olduğu gibi büyük bir heyecan yaratmış. Sadece iki romanı olan Japon bir yazarı ne bu kadar ilgi çekici ve popüler yapıyor acaba diye düşünebilirsiniz. Kirino, tam anlamıyla bir karakter yaratma ustası diyebilirim. Aldığı hukuk eğitimiyle de cinayet romanlarıyla ilgili kurgu yaratmakta çok zorlanmadığı her satırından belli oluyor.

Grotesk bir cinayet romanı ve bu romanı güzel bir roman haline getiren en büyük özellik, romanda cinayetlerden öte, karakterlerin hayatlarına, kişiliklerine yer verilmesi.

Japonya'da bir süre arayla iki kadın, apartman dairelerinde öldürülürler. Biri Yuriko, diğeri Kazue adında olan bu iki kadının birbiriyle bir alakaları olmadığı düşünülse de ufak bir araştırmayla ikisinin de aynı yıllarda Q Lisesi'nde okudukları açığa çıkar. Dahası, biraz araştırma daha yapıldığında ikisinin de fahişelikle geçindikleri de... Kitap birkaç bölümden oluşuyor, önce Yuriko'nun ablası, Kazue'nin de sınıf arkadaşının ağzından okuyoruz olayı, okul yıllarında bir Japon - İsveçli melezi olan Yuriko'nun ne kadar güzel ve popüler; Kazue'nin ne kadar çirkin ve ezik olduğunu öğreniyoruz. Yuriko'nun ablasının bile Yuriko'dan güzelliği yüzünden nefret ettiğini anlıyoruz. Grotesk; kelime anlamıyla aynı zamanda hem güzel, hem korkutucu; hem komik hem ağlama isteği uyandıran demek. Yuriko'nun güzelliğinin grotesk olduğu gibi, Kazue'nin ezikliğini yenme çabalarının ve okuldaki popüler kızlara özenişinin groteskliğini fark ediyoruz... Kitabın ikinci bölümünde Yuriko'nun günlüklerini, sonra cinayetlerin zanlısının savunma dosyalarını, sonra Kazue'nin günlüklerini ve son olarak Q Lisesi hocalarından birinin mektuplarını okuyoruz, bir çok karakterden hikayenin farklı yerlerini, farklı versiyonlarını dinlediğimiz bir roman.

Ben bu romanı özel olarak çok sevdim, içinde Japon kültürüyle ilgili o kadar ayrıntı var ki... Dahası, bir cinayet romanında daha çok aksiyon ve gizem beklediğimiz halde, romanın daha başında zanlının belli olması, buna rağmen karakterlerin olayları farklı anlatışları sayesinde olayın heyecanının yitmemesi de çok güzeldi. Lise yıllarındaki güzellik ve popülerlik takıntısının zararları, hırsın kaybettirdiği insanlık, aile ilişkilerine çok acımasız yorumlar ve fakirliğin verdiği acıyla arada hiç süslü kelimeler olmadan, birebir, en sade şekilde karşı karşıya kalacaksınız bu romanda.

Cinayet romanı sevenlere tavsiye ederim, Japon kültürüyle ilgilenenlere de, çok karakterli romanları sevenlere de...

Yalnız kitap 664 sayfacık... Bir başladığınızda pek fark etmeyeceksiniz ama neredeyse 700 sayfa okuduğunuzu.

4 yorum:

  1. Bu blog sayesinde okuma listem gitgide uzuyor.Hemen yazdim listeme Japon yazar olmasi ayrica dikkatimi cekti en kisa zamanda okuyabilirim insallah.

    YanıtlaSil
  2. kızım kitapyurdunda "kargo ödeyen kitaplar" arasındaymış, hemen almak lazım aslında dimi?

    YanıtlaSil
  3. Biraz önce bitirdim.Sonunu tekrar tekrar okudum umarım Yuriko'nun ablası da o işi yapmamıştır diye ama anladım ve rahatım şimdi.Güzel bir kitap.Yazarın tarzı yani herkesin ağzından olayı dinleme olayı hoştu

    YanıtlaSil
  4. Evet yazarın her karaktere bir şekilde savunma dosyasıyla, günlüklerle yer vermesi çok şahane!

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails