19 Temmuz 2014 Cumartesi

Cehennem | Dan Brown


BURADA, BU TARİHTE DÜNYA SONSUZA DEK DEĞİŞTİ

Kitap: Cehennem (Robert Langdon #4)
Yazar: Dan Brown
Orijinal Adı: İnferno
Çeviri: Petek Demir- İpek Demir
Yayıncı: Altın Kitaplar
Sayfa Sayısı: 574
Tür: Macera, Gizem
Puanım:4.5

"Ben Gölge'yim. 
Acılar kentinden kaçarım. 
Sonsuz kaderin içinden uçarım. 
Arno Nehri kıyısında nefes nefese sürünüyorum... Via dei Castellani'ye doğru sola dönüyor, kuzeye yöneliyor, Uffizi'nin gölgelerinde koşturuyorum. 
Hâlâ peşimden geliyorlar. 
Şimdi, tükenmez bir kararlılıkta avlanırken ayak sesleri daha yükseliyor. 

Yıllarca peşimi bırakmadılar. Onların bu ısrarcılığı, yeraltında kalmama...arafta yaşamama...khthonik bir canavar gibi toprağın altında çabalamama sebep oldu. 

Ben Gölge'yim. "

Kitap çıkmadan deliler gibi istiyordum. Ama o dönemde o kadar gürültü kopardı ki, soğumuştum. Aradan baya zaman geçtikten sonra, okuma zamanım gelmiş dedim. 

Öncelikle Robert Langdon hayranlarından biriyim. Ve tabii sanat tarihine de ayrı bir ilgim olduğu için kitabı severek, hatta bayılarak, notlar alarak, aralara kağıtlar sıkıştırarak okudum. Zaten o kadar sanat eseri var ki, kitabı bırakıp bir araştırma yapıp sonra devam ediyorsunuz. Onun için okurken pc açık olması gerek. Ayriyeten yıllardır Floransa'ya ayrı bir sevgim vardır, çok eskiden gelen Da Vinci hayranlığım yüzünden. Yo hayır Dan Brown sebep olmamıştı buna, Ntv'nin Da Vinci belgeseli başlatmıştı her şeyi. Zamanında Popüler Tarih dergisi cdlerini vermişti de hatmetmiştik. 

Konumuz, Robert Langdon'un Floransa'da bir hastanede başından vurulmuş bir şekilde gözlerini açmasıyla başlıyor. Oraya nasıl geldiğini, o şehirde ne yaptığını hiç hatırlamıyor. Ama geldiğinde "Ve Sorry" diyormuş ve biri onu öldürmeye çalışmış. Ayrıca sürekli gördüğü kabuslar var, kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine "Ara ve Bul" diye seslenen  gümüş saçlı bir kadın, toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenler.
Hastane odasında kirpi saçlı bir kadın tekrar onu öldürmeye kalkar, oradaki sarışın doktor ile elinden kurtulurlar. Doktor'un evine giderler. Doktor Sienna ona ceketinin iç tarafında bir şey olduğunu söyler. 

Peki oraya ne gizlenmiştir ve anlamı nedir?

Langdon Sienna'nın bilgisayarından kendisi ile ilgili taramalar, yapar mail adresine bakar ama hiçbir şey bulamaz. Sonra elçiliği arar, kendisini almalarını ister. Adres olarak karşılarındaki oteli verir. Otel'e önce kirpi saçlı, onu öldürmek isteyen kadın gelir, sonra harekat ekipleri. Sienna ile Robert Langdon zor kaçarlar. 
Peki kendi hükümeti onu neden öldürmek istiyordu? 

Ondan sonra büyük bir koşuşturma başlar. Boboli bahçelerinden, Buontalenti mağarasına, Pitti sarayından, Vasarı koridoruna, Palazzo Vecchio'dan, Venediğe ve oradan İstanbul'a giden, bir gün içinde geçen soluksuz bir macera.

Özellikle konunun Dante üzerinden gitmesi çok hoşuma gitti. İlahi Komedya şimdiye kadar kimlerin ilham perisi olmadı ki?

Romanı çok sevdim. Yine bir günde okudum, dayanamadım, bırakamadım elimden. Bir de onu okurken kitaplığımda çok eskiden aldığım 97 basımı William Blake'in Cennet ve Cehennemin Evliliği kitabını tesadüfen bulmam çok iyi oldu. Blake'in İlahi Komedya etkisi altında kalıp yaptığı çok illustrasyon vardır, ilerleyen zamanlarda onlara da bir el atmayı istiyorum. Cennet ve Cehennemin Evliliği Altıkırkbeş yayınlarından çıkmış ve baskısı tükenmiş. Sahaflardan edineceksiniz muhtemelen. Daha ayrıntılı bir post yaparım onunla ilgili.


Dan Brown'un Cehennem'inde en sevdiğim karakter Bertrad Zobrist oldu. Açıkçası bu kadar keskin bir deha'ya şapka çıkartmak gerek. Aynı zamanda spoiler vermemek için bahsetmeyeceğim ama kitabın sonunda yaptığı şeyi görünce açıkçası bu olay acaba yapıldı mı dedim. Birde açıkçası ben ondan daha korkunç bir şey yapmasını bekliyordum, sonunda hayal kırıklılığı ile karışık çok saygı duydum adama.

Bütün olayların bir gün içinde geçmesi insanı daha bir heyecana sürüklüyor. Düşünsenize bir gün içinde muazzam bir Floransa, Venedik ve İstanbul turu atıyorsunuz nereden bakarsanız.

"Cehennemin en karanlık yerleri,
Buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır."

Sevmediğim ufak puan kırdığım yanı, seride sürekli Robert Langdon kadınlarının olması. Yani James Bond gibi, Doktor gibi olmaya çalışıyor sanki Dan Brown karakteri yaratırken. Özellikle bu kitabı sinematografik bakış açısı ile yazmış. Ha bu beni çok rahatsız etti mi? Hayır. Filmi de deli gibi merak etmemi sağladı bilhassa


Kitap 2015 Aralık ayında film olarak izleyicilerle buluşacak deniliyor. Yine Robert Langdon olarak Tom Hanks'i göreceğiz. Bertrad Zobrist'i ise Loki'miz Tom Hiddleston oynamalı. Jake Gyllenhaal ismi de geçiyor fena olmaz aslında.  Sienna ise Emma Roberts olabilir. Dr. Sinksley ise Helen Mirren. Benim hayali castım bunlar. Peki siz kimleri düşünüyorsunuz?

Şimdi kitapta yer alan eserler hakkında biraz değinmek istiyorum. Yazım çoook uzun olacak sanırım ama bunları yazmadan duramayacağım.


Botticelli La Mappa dell Inferno (Cehennem Haritası)
Langdon ve Sienna'nın kaçış rotası



Boboli Bahçeleri.

Pitti Sarayı
Buontalenti mağarası


"Ortasında 'Yıkanan Afrodit' in doğal ölçülerde bir heykeli duruyordu. Duruma çok uygun düşen bir endişeyle omzunun üzerinden bakıyor gibi görünüyordu."




Vasari Koridoru




88. sayfada bahsedilen Rodin'in İlahi Komedyayı anlattığı Cehennem Kapısı.


Kapının üstündeki 3 gölge



Stradanus'un Styks Nehrine batmış cesetler üzerine kürek çeken Phlegyas resmi


Yine Styks Nehri Phlegyas Dante ve Vergilius. Gustave Dore Gravürü


Gustave Dore taş baskısı.
"İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu"

Gustave Dore
"Çıplak bedenlerin oluşturduğu bir kalabalığın üzerinden birbirinin üstüne tırmanan hastalıklı bir deniz..." 


Kara Ölüm Maskeleri. 
Venedik karnavalında çok görülür. Zamanında Venedikte Ölümcül salgında doktorlar bu maskeyi giyerlermiş. Bir ilginç bilgi de, hastalığı sıçanların getirdiği anlaşılınca, gelen gemilerin yüklerini boşaltmadan önce kırk gün açığa demirleyip beklemelerini gerektiren kanun çıkarmışlardı. Günümüzde, İtalyancası quarantina olan karantina kelimesinin nereden geldiğini açıklar.


Santa Croce meydanındaki Dante heykeli.



 II Duomo ve Gitotto'nun çan kulesi. 


Loggio dei Lanzi'de Medici Aslanları


 "Dante'yi Floransa surlarının dışında elinde bir İlahi Komedya baskısını tutarken gösteren Michelino'nun ikonik freski... Geri planda teraslı Araf Dağı cehennem kapılarının üzerinde yükseliyor"



Michalengelo Son Hüküm


Son Hüküm'den Kharon. "Bu, Dante'nin öfkeli sandalcısı Kharon, ayrılan yolcuları küreğiyle dövüyor."



Botticelli - Venüs'ün Doğuşu resmi

 "Botticelli'nin ünlü Venüs'ün Doğuşu tablosu, kuzenine yatağının başına asacağı, cinsel açıdan tahrik edici bir düğün hediyesi vermek isteyen Lorenzo de'Medici'nin siparişiyle yapılmıştı."

Veccio dünyanın ünlü yaya köprüsü

Palazzo Vecchio
Beşyüz Salonu.

Duvarlar bir taraf Leonardo da Vinci diğer taraf  Michelangelo tarafından resmedilmiş. 

Asma tavan ise Vasari'nin resimleriyle süslenmiş. 

 6 dinamik heykel  Herakles'in Görevleri duvara asker gibi sıralanmış. 



Vasari'nin Cerca Trova "Ara Bulacaksın" detayı


Yine Vasari tarafından küçük bir hazine sandığı gibi tasarlanan I.Francesco'nun gizli çalışma odası. 

Damien Hirst Tanrı Aşkına 

"Damien Hirst'ün tartışmalar yaratan eseri Tanrı Aşkına, Vasari'nin ünlü İl Studiolo'sunda sergilenince büyük patırtılar kopmuştu. 
Bu, platinden gerçek boyutlu bir insan kafatasıydı. Yüzeyi tamamıyla birbirine çok yakın işlenmiş sekiz bin parlak elmasla kaplanmıştı.... Kafatasının boş göz çukurları ışık ve canlılıkla parlıyor, yaşam ve ölüm -güzellik ve korku gibi zıt sembollerin kafa karıştırıcı birlikteliğini yansıtıyordu."


Dante'nin Ölüm Maskesi. 

Eskiden 1500'lü yıllardan beri ünlü sanatçılar öldükten birkaç dakika sonra yüzüne zeytinyağı sürülüp, alçısı alınarak yapılırdı. Dante'nin de ölüm maskesi kitabımızda bir ip ucu olarak yer alıyor. 


Laurentian Kütüphanesi. 
Kitaplar kimse almasın diye koltuklara zincirlenmiş. Tabii tek oldukları için. 



Medusa'nın Kesik Başını Tutan Perseus


Bargello Müzesi.


Bargelo Müzesi ve Badia Kulesi


Dante'nin evi.

La Chiesa di Santa Margherita dei Cerchi kilisesi.
 Dante hayranlarının kutsal toprak gibi gördükleri bir mekan. 
Robert Langdon ve Sienna'da uğruyorlar tabii. 

"Günümüze kadar gelen bilgilere göre Dante, ilk görüşte aşık olduğu ve hayatı boyunca sevdiği Beatrice Portinari'yi ilk kez dokuz yaşındayken bu kilisede görmüştü. Ne yazık ki, Beatrice başka bir adamla evlenmiş ve sonra yirmi dört yaşında gençliğinin baharında ölmüştü." 


Mikroskopik İlahi Komedya Posterleri.

"Üzerinde mikroskopik harflerle Dante!nin İlahi Komedyası'nın tüm metninin yazılı olduğu kocaman posterler sattıkları bir hediyelik eşya dükkanı olduğunu biliyorum" sf 276



Kilisenin içinde Beatrice'in de mezarı bulunmakta.
 Dante ve Beatrice hayranı romantiklerin akınına uğruyor.

"Günümüzde Dante Kilisesi karşılıksız aşk acısı çeken kırık kalplerin tapınağı haline gelmiştir. Genç Beatrice'in kabri de kilisenin içindedir ve sade mezarı şairin hayranları ve onun gibi kederli aşıklar için bir hac haline gelmiştir. 


"Langdon içgüdüsel olarak sola dönüp Beatrice Portinari'nin sade kabrine baktı. İnsanların bu kiliseyi ziyaret etmelerinin esas sebebi bu mezardı. Ama kabrin kendisi değil de yanındaki ünlü nesne daha çok ilgilerini çekiyordu. 
O sabah, her zamanki gibi sade hasır sepet Beatrice'in kabrinin yanında duruyordu. Ve o sabah, her zamanki gibi içinde katlanmış kağıt vardı; hepsi ziyaretçilerin Beatrice'e yazdığı mektuplardı. 
Beatrice Portinari, talihsiz aşıkların koruyucusu azizi haline gelmişti ve eskiden beri Beatrice'e yazılan dualar, yazana aracılık eder; belki birini onları daha çok sevmeye teşvik eder veya gerçek aşklarını bulmalarına yardımcı olur ya da göçüp gitmiş bir sevgiliyi unutmaları için onlara güç verir umuduyla sepetin içine bırakılıyordu. 


Beatrice'in düğününü resmeden Raffealo Sorbi ve "Matrimonio di Beatrice Portinari" tablosu. 


Dante's Dream at the Time of the Death of Beatrice 


San Giovanni Vaftizhanesi. 

"Katedral gibi çok renkli taşlar ve çizgili gömme sütunlarla süslenmiş vaftizhane, dikkat çekici şekliyle büyük binadan ayrılıyordu. Kimilerinin söylediği gibi, katlı bir pastaya benzeyen sekiz kenarlı yapı, düz bir beyaz çatıya doğru yükselen üç kattan oluşuyordu. 

Langdon sekizgen şeklin estetikle değil, sembolizmle ilgisi olduğunu biliyordu. Hristiyanlıkta sekiz rakamı, yeniden doğuşu, ve yeniden yaratılışı temsil ediyordu. Sekizgen, Tanrı'nın cennet ve cehennemi yarattığı altı günü, Sebt için bir günü ve Hristiyanların vaftizle 'yeniden doğdukları' veya 'yeniden yaratıldıkları' sekizinci günü temsil eden bir hatırlatmaydı."


"Vaftizhanenin mozaikleri o kadar muhteşemdiler ki, eski insanlar buranın tavanının cennete benzediğini söylemişlerdi." 


"Yukarıdaki korkutucu mozaikte boynuzlu bir şeytan, bir insanı kafasından yemeye başlıyordu. Kurbanın şeytanın ağzından sarkan bacakları, Dante'nin Melabolge'sinde bellerine kadar gömülü günahkarların kıvranan bacaklarını çağrıştırıyordu...... Tıpkı Dante'nin Cehennem'inin son kantosunda tasvir ettiği gibi, şeytanın üç başlı olduğu izlenimini vererek, kulaklarından dışarı kıvrılan iki koca yılan da günahkarları yiyordu. "


Lorenzo Ghiberti - Cennetin Kapıları

"Yaklaşık beş metre yüksekliğindeki bronz kapıları yapmak Lorenzo Ghiberti'nin yirmi yılını almıştı. Üzerlerinde kutsal kitaptan figürlerin bulunduğu on panoyla öylesine kaliteli şekilde süslenmişlerdi ki, Giorgio Vasari kapılar için "Her yönden inkar edilemeyecek kadar kusursuz ve şimdiye kadar yapılmış en muhteşem sanat eseri," demişti.

Ancak kapıların günümüze kadar gelen bir takma isim kazanmasına Michelangelo'nun coşkulu övgüsü neden olmuştu. Michelangelo, kapılara çok uygun düşen bir isim vermiş, onlara Cennetin Kapıları demişti."

Kapıyı daha net incelemek için buraya alalım sizi. 

Pantheon

Pantheon Kubbesi'nin Deliği


Dükalar Sarayı (Palazzo Ducale) /Venedik

San Marko Bazilikası


St. Lucia. 

"Dante'nin Cehennem'de Azize Lucia'dan belirgin bir şekilde bahsettiğini hatırlayan Langdon, "Büyük ihtimalle," dedi. Lucia,Dante'nin yeraltı dünyasından kaçmasına yardım etmek için Vergillius'u çağıran kutsanmış üç kadından -le tre donne benedette- biriydi. Diğer iki kadın Bakire Meryem ve Dante'nin Beatrice'sidir ve Dante, Lucia'yı bunların arasında en yüksek mertebeye koymuştur. "


San Theodore Heykeli 

"Girişteki sütunlardan birinin tepesinde, San Theodore'nin tuhaf heykeli, öldürdüğü ejderhasıyla gururla poz veriyordu. Langdon bu ejderhayı daha çok timsaha benzetirdi."

Kanatlı Altın Aslan

"İkinci sütunun tepesinde Venedik'in her yerinde görülen sembol vardı: Kanatlı aslan. Üzerinde latince Pax tibi marcei evangelista meus (Huzur içinde yat, sevgili vaiz Markos) yazan açık bir kitabın üstüne tek pençesini koymuştu. efsaneye göre bu sözler, Aziz Markos'un Venedik'e gelmesi üzerine bir melek tarafından söylenmişti ve naaşının bir gün burada yatacağını varsayıyordu."



San Marko Atları 

“Balkondaki atlar aslında kopya. San Marco’nun gerçek atları güvenlik ve koruma sebepleriyle içeride tutuluyor.
Langdon onları koridordan, iyi aydınlatılmış bir girintiye doğru götürdü.  Burada benzer bir atlı dörtlüsü, tuğla bir zeminden üzerine atlıyormuş gibi görünüyordu.
                           Langdon hayranlıkla heykellere baktı.  İşte asılları bunlar.”




Pala d'Oro


Ayasofya 




İmparator Kapısı ve VI. Leon Mozaiği




Ayasofya - İsa Mozaiği, Allah ve Muhammed Levhaları 

Deisis Mozaiği 


Henricus Dandolo'nun mezarı 


En şaşırdığım taraf rehber Mirsat'ın gerçekten var olduğu. Kitaptaki en gerçek karakter kendisi demek. 


"Sultanahmet Camii, ingilizcede Mavi cami anlamına gelen Blue Mosque ismini iç duvarlarını kaplayan göz alıcı mavi çinilerden almıştı."



Yerebatan Sarnıcı/Sarayı
Batık Saray. 

"Batık saray'ın derinliklerine in, 
orada, karanlığın içinde bekler khthonik canavar
kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün
ki yansıtmaz yıldızları...

Ters dönmüş Medusa heykeli 

Yerebatan Sarayında çalınan Berlioz / Symphonie Fantastique

ve

Franz List'in Dante Symphony kitapla beraber dinlenmesi gereken önemli eserler.


Çok uzun ve fotoğraflı bir yazı olduğunun farkındayım.
Kitap için küçük bir el rehberi gibi olsun istedim.

İyi Okumalar

-Sycorox-





8 yorum:

  1. Çok güzel ve çok özenli bir yazı olmuş.Ben de severek okumuştum :)

    YanıtlaSil
  2. Çıkardığı büyük gürültü sebebiyle özenle uzak durduğum bir kitaptı ama bu yazıyı okuduktan, özenle seçilmiş mekan resimlerini gördükten, üstüne bir de bizim topraklarımıza da bulaştığını öğrendikten sonra fikrimi değiştirdim :) Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Bende o gürültüden dolayı çok geç okudum. Biraz sakinleşsin istedim :)

      Sil
  3. bende aynen böyle okumuştum bu kitabı elimde laptop bahsi geçen her mekanı özümseyerek :), şimdi yine okuyasım geldi :)

    YanıtlaSil
  4. Nefis bir çalışma olmuş. Kitabı okumaya yeni başlamıştım. Mekanların resmini ararken sizin çalışmanız karşıma çıktı. Çok beğendim. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
  5. Nefis bir çalışma olmuş. Kitabı okumaya yeni başlamıştım. Mekanların resmini ararken sizin çalışmanız karşıma çıktı. Çok beğendim. Tebrik ediyorum.

    YanıtlaSil
  6. Kitabı yeni aldım henüz okumaya başlamadım. Okurken, bilgisayarımda bu sayfa açık olacak.
    Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails