31 Ocak 2013 Perşembe
İçimizdeki Şeytan, Sabahattin Ali
Bir devlet dairesinde memurluk yapıp aynı zamanda da tahsilini tamamlamaya çalışan Ömer, bir gün vapurda bir genç kızı gördüğü anda o genç kızla birlikte olması gerektiğini, bunun kaderinde yer aldığını, o genç kızı henüz dünyanın var olmadığı zamanlardan beridir tanıyor olduğunu düşünerek genç kızın yanına gitmeye karar verir ve roman başlar. Macide isimli genç kızı, Ömer, dünyanın var olmadığı zamanlardan beri değil, çocukluğundan hatırlıyordur, Macide, Ömer'in uzaktan bir akrabasıdır. Yıllar sonra birbirlerine böyle rastlayan Macide ve Ömer, İstanbul'da akrabalarının yanında kalan Macide'nin, babasının ölümü sonrasında kaldığı evden ayrılmasıyla birlikte ani bir kararla, birbirlerini tanıyalı iki hafta olmasına rağmen evlenmeye karar verir ve birlikte yaşamaya başlarlar. Ancak, Ömer'in yaradılışındaki kötülükler, Macide'yi çok da iyi tanımadığı biriyle evlenmek konusunda rahatsız etmeye başlarken Macide'nin bir de Ömer'in sözde aydın arkadaşlarını da tanımaya başlamasıyla bu rahatsızlık günden güne büyür.
"İçimizdeki şeytan" Sabahattin Ali'nin döneminin sözde aydınlarına gönderdiği bir taşlama. Ömer adlı karakterin herkesin içinde bir şeytanı olduğunu ve kötülükleri bu şeytanın iradesiyle yaptığını savunmasından adını alan roman, Kürk Mantolu Madonna'daki gibi insanoğlunun romantik ve kırılgan yapısının aksine ne istediğini bilmeyen, maymuniştahlı, kaba saba ve aşağılık yanlarını anlatıyor. Romanın en baskın karakteri, olaylar içinde en az şekilde faaliyet göstermesine rağmen Macide, bunu da Macide'nin ilk tasvirlerinden beri anlıyoruz, Macide'nin ne kadar kendini bilen, ne kadar güçlü bir kadın karakter olduğunu bize yansıtan Sabahattin Ali, henüz iki haftadır tanıdığı bir erkekle birlikte yaşamaya karar verdiğinde bile bize Macide'nin tutarsızlığını sorgulatmayacak kadar doğal yansıtıyor hayatın değişkenliğini. Kendini entelektüel kesimden addedip de içindeki kötü ve basit yanları başkalarından saklayanların maskeleri birer birer düşerken kendini sürekli "basit ve bilgisiz bir kız" olarak gören Macide'nin karakterli duruşu romanın belkemiği.
Dönemin geçim zorlukları ve hayat şartları, paranın insanları düşürdüğü çaresizlikler, devlet daireleri, aydınlar ve ev halleri ile ilgili bir roman olduğu için Tutunamayanlar'la bir arada incelendiğini gördüm ancak Tutunamayanlar tüm bu konuları çok daha özel olarak bir karakter üzerinden, o karakteri tanımamız için elinden geleni yaparak işlerken İçimizdeki Şeytan konuya daha çok ağırlık vermekte ve Ömer'i de, Macide'yi de, Bedri'yi de bize gerektiği kadar tanıtmaktadır. Yine de ben Tutunamayanlar'ı çok sevmiştim, bunu da çok sevdim, birlikte değerlendirmek de mümkündür.
Etiketler:
Sabahattin Ali,
sweet leaf
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder