8 Ağustos 2013 Perşembe

Suzanne Collins | Gregor ve Felaket Kehaneti


     Eğer benim gibi sıkı bir Suzanne Colins hayranı iseniz size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce adet olduğu üzere kötü haberi veriyorum ki, birazdan yaşayacağınız travmayı atlatmanıza yardımcı olması için, iyi haberi hemen arkasından söyleyeceğim. =))

     KÖTÜ HABER: Yazardan uzun süre Açlık Oyunları gibi bir baş yapıt beklemeyin.

     - ''Aaaaaaaa'' dediğinizi duyar gibiyim. Dünyanın neresinde olursanız olun, hani şu elektrikler kesildiğinde çıkan ''Aaaaaaaa'' sesi bu.

     İYİ HABER : Daha şimdiden 5 tane kitabı çıkan seri: Yeraltı Günlüklerini hala yazıyor olması.

     Gregor elbette bir Açlık Oyunları serisi gibi efsane olmayacak ama yine de yazarın her zaman ki gibi akıcı dili ve muhteşem kurgusuyla iki günde bitirebileceğiniz kitaplar ortaya çıkıyor şu anda Pegasus Yayınları'ndan.

     Bayram tatili için yazlığa geldim. Sıkıntıdan patlamak üzereydim ki, Daha önce ilk kitabı olan Gri Kehanet'i okuduğum Gregor'un ikinci kitabı olan Felaket Kehaneti'ni yanıma aldığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Tabi kitap daha dün geldim ama bugün bitti malesef ve tatil tekrar sıkıcı bir hal almaya başladı. =)) Bu ayrı bir konu tabi. Yarın büyük ihtimal serinin üçüncü kitabı olan Kan Kehaneti ile macerayı şezlongta uzanıp devam ettirmeyi düşünüyorum. =))

     Kitap, Gregor adında 10 yaşlarında bir çocuğun bir gün çamaşır hanelerinden yer altına açılan gizli bir geçit ile hiç bilmediği bir dünyaya, yeni konuşmaya başlayan Bot adındaki kardeşi ile beraber düşmelerinden sonra, bu fantastik dünyada başından geçen macerayı anlatıyor. Bu yer altı dünyasında, Dev yarasalardan, Kötü dev sıçanlara, saydam ciltli insanların oluşturduğu krallıklardan, dev hamam böceklerine bir sürü sıra dışı canlı ile karşılaşıyor. Bu kitap serinin ikinci kitabı ve en az ilki kadar güzel. Bu kitapta Gregor, felaket kehanetinde yer aldığı üzere, yer altı dünyasının sonunu getirecek, - Felaket - adında ki Yüzyıllar sonra yeniden hortlayan ve türünün tek örneği olan Beyaz bir farenin peşine düşüyor. Ve aynı zamanda Dev farelerde kehanette ki kendi üzerlerine düşen görev icabı, Gregor'un küçük kardeşi Bot'un peşine düşüyorlar. Bu macera sırasında Gregor hiç bilmediği güçlerini de ilk defa bu kitapta keşfediyor ki; burada da bir hayli süpriz var.

     Hikaye tekrar vurguluyorum, Tabi ki asla Açlık Oyunları ile kıyaslanacak bir hikaye değil ama, Yazar açlık oyunlarından önce bu seriye başlasaymış, yine adını tüm dünyaya duyururmuş diyorum. Böyle sizi çok zorlamadan akıcı bir şekilde okuyacağınız ve okurken film izliyormuş hissiyatına kapılacağınız bir macera okumak istiyorsanız bence biçilmiş kaftandır Gregor. Tabi fantastik kurgudan hoşlanıyorsanız. =))

     Son olarak serinin yazarı olan Suzanne Collins'in en sevdiğim yanını yazayım ve bitireyim yazıyı. Karekterleri tanıtırken öyle up uzun betimlemelere yer vermeyişine hayranım. Çünkü kitaptaki her karakterin fiziksel çizimini kendi hayal gücünüze bırakmış oluyor böylece. Sonuç olarak ta; benim aklımda canlandırdığım yer altı dünyası ile sizin aklınızda ki yer altı dünyası bir birinden çok farklı iki ayrı dünya olabilir.

İyi Seyirler... İyi Bayramlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails