19 Şubat 2013 Salı
Vakıf, İsaac Asimov
Galaktik İmparatorluk, durgunluk dönemine girmiştir. Milyonlarca gezegene yayılmış olan insan ırkı kadim tarihlerdeki anayurtlarını unutmuş, bilimsel merakın tükenmeye yüz tuttuğu, barbarlık ve savaşla geçeceği kesinleşmekte olan karanlık bir geleceğe bakmaktadır: Çöküş. İmparatorluğun Çöküşü'nü yeni geliştiriği bilimsel yöntemle önceden görmüş olan Hari Seldon, Çeşitli politik manevralarla Evrenin iki ters ucunda iki tane bilimsel vaha kurar. Terminus sitemindeki Vakıf'ın görevi, Çöküş dönemini kısaltmak ve yeni İmparatorluğun tohumlarını atmaktır. Seldon, ölümünden sonra bir mesihe dönüştürülecek, her yaşanan toplumsal ve galaktik kriz "Seldon Krizi" olarak anılmaya başlayacaktır. Vakıf'ın görevini yerine getirmesi için cehalet ve hırs gibi insanı unsurlarla çarpışması gerekecektir....
Kendisi de klostrofilik olan yazar, kurgusundaki yönetici gezegeni bir matruşka gibi iç içe geçmiş katmanlar olarak kurgulamış. Bir beton ve çekil okyanusu altında boğulan doğa motifinde ince yergiler bulunmakta. İnsan kibrinin ve doğa üzerindeki kontrolün son noktası olarak kurgulanan Trantor'un sakinleri açık havaya hiç çıkmadıkları için agorofobik özellikler gösteriyorlar, bu imge aynı zamanda statüko ve yenilikten korkuyu da barındıran alt metindeki yergiyle son derece uyumlu. Kontrolsüz büyümenin sonunu getirdiği İmparatorluk, olasılık istatistiği, toplumsal analiz ( sosyoloji ) ve uzun dönem projeksiyonun bir melezi olan "Psikotarih" bilimini yadsımaktadır. Toplumsal inisiyatifin azalması, bilimsel merakın engellenmesi, bürokrasinin yükselişi, ekonomik ve siyasal durgunluk çöküşe neden olmakta, insanlık tarihinin bilgi birikiminin korunması gerekmektedir. İstatistiğin birey için anlam ifade etmediğinin vurgusu, bireyciliğin yücelten hoş bir imge olarak karşımıza çıkıyor.
Uygarlıktaki gerileme, hem bilimsel hem siyasal anlamda en net görülebilir şekilde. Fosil yakıtlara dönemeye başlayan bölgeler, feodal bölünmelerle İmparatorluk'tan kopan sistemler bu durumu vurguluyor. Uyuşukluk ve merakın yitirilmesini sıkça eleştiren yazar, bilgi birikimi altında ezilen bilime ve uzmanlara dikkat çekmiş. Kronolojik sırasına göre, 5 ana hikayeden oluşuyor eser. İlk hikaye Çöküş başlamadan Vakıf'ın nasıl kurulduğu üzerine odaklanıyor, diğer hikayeler ise "Seldon Krizleri" ni betimliyor ve getirilebilecek çözümler üzerinde duruyor. Kemikleşen kuram ve yöntemleri yeren yazar, cehaleti ve eleştirel algının kaybolmasını sıkça vurgulamaktan geri durmamış. İlk kriz Vakfın kurulmasından 50 yıl, 2.si 70 yıl, 3.sü 150 yıl sonra ortaya çıkıyor ve yazarın toplumsal çıkarımlarına dikkat çeken kurgu içerinde yer alıyorlar.
Eser, her şeyden önce bir kült. Ayrıca bilgi birikimi ve insiyatifi yücelten alt metniyle bir an olsun çelişmiyor. 1953'te yazılan eser hakkındaki kişisel görüşüm şu yönde; sosyoloji saygın bir bilim dalı olarak yeni yeni kabul edilirken bu kavram üzerine yüz binlerce yıla dağılacak bir kurgu yazmanın çok basit şey olmadığını belirtmeme gerek olduğunu sanmıyorum. Çıkarımları bir bilim adamına yakışacak netlik ve sağduyuda olan yazarın, eşinin psikiyatrist olmasından ileri gelen bir bilgi birikimi olduğu ve kullanmaktan çekinmediği de gözden kaçmıyor. Psikoloji ve bilimin yüceltildiği bir altın çağ bilim kurgu klasiğidir bu eser. Gözüm kapalı öneriyor, keyifli okumalar diliyorum. Başka incelemelerde görüşmek üzere.
Not: Kurgu soğuk veya insandan uzak olarak görülebilir bu yönde eleştiriler okudum, ancak burada başrolde olan bir birey yok. Vakfın kendisi ve karşılaştığı krizler kurgunun odak noktasında olduğu için be eleştirileri yersiz bulduğumu belirtme gereği duydum.Aynı zamanda yazılma sırasına göre bir okuma listesi vermek gerekliliği duydum ki basım sırası okurun kafasının karışmasına sebep olabilir.
1. Vakıf
2. Vakıf ve İmparatorluk
3. İkinci Vakıf
4. Vakıf'ın Sınırı
5. Vakıf ve Dünya
6. Vakıf Kurulurken
7. Vakıf İleri
Etiketler:
Antivenom,
Isaac Asimov
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
vakıf serisini lise yıllarında okumuştum. Hoca Mitjhat efendi Kütüphanesi, Karşıyaka kadar eskidir ve hâlâ şaşarım o serinin asıl olup da ciltlenmiş ahlde o yıllarda yer aldığına. Sırayı bozmadan okuyabilmek epey güç olmuştu.
YanıtlaSil