15 Nisan 2010 Perşembe

Bir Konstantiniye Dokudum Düşlerimde: Puslu Kıtalar Atlası

Bir Konstantiniye dokudum düşlerimde. Puslu Kıtalar Atlasını okudum da dokudum.
Çünkü bu büyülü bir masal!
Sayfaları çevirdikçe konstantiniyenin eski sokaklarında yürüdüm.
Galataya varmayı umarak yürüdüm. Topkapısından geçtim, Külhanbeylerine çarptım, tulumbacıları seyrettim uzaktan. Telaşlı sokakları, dertli başları, görüp geçirmiş kaldırımları okudum. Dilenciler yapıştı eteklerime, zor kurtuldum. Yatağanlardan parlayan güneş gözlerimi aldı. Başımı çevirdiğimde, hınzır bir çocuğun kırmızı el izini görür gibi oldum duvarda. Gözlerim kamaştı..

Ben böyle bir hayal gücü destanı görmedim arkadaş! Demek ki Türkçe fantastik kitap da olabiliyormuş...

Puslu Kıtalar Atlası bilgi, emek ve hayalgücü ile anlatılmış bir masal.. Okuru eşi görülmemiş bir maharetle alıp 300 yıl öncesinin İstanbuluna götürüyor.  Koltuğunuzda oturmuş okurken, zamanın içinden geçip Osmanlı dönemi İstanbuluna gidiyorsunuz. Sesleri, renkleri, kokuları yaşarcasına geziyorsunuz kitabın götürdüğü yerlerde. Hikayeleri o an, orada durmuş da izliyormuşcasına yaşıyorsunuz.

Ağlanacak yerinde benim gibi gözyaşı hemen hazır olanları ağlatan, güldürecek yerinde apansız kahkahayı koyduran bir kitap bu, üstelik insanı derin düşüncelere de sürüklüyor.

Kitabın kahramanlarının her biri öyle özenle anlatılmış ve yaşanmış ki yazarı takdir etmek elde değil. Bünyamin, Alibaz, Uzun İhsan Efendi, Hınzıryedi, Ebrehe, Zülfiyar, Kubelik, Dertli, Müşteri, Arap İhsan, Aglaya...ve aklıma şu an gelmeyen daha niceleri!

İhsan Oktay Anar felsefeci olduğunu kitabın gelişme bölümünden itibaren belli ediyor..

Okudukça, İlahi Uzun İhsan Efendi, diyorsunuz, olacak iş mi bu?
Ama oluyor işte...Olduruyor İhsan Efendi... Rendekar çözümünü bulsa da, Uzun İhsan Efendi'nin içi rahat etmiyor, o da kendi çözümü buluyor!

Kahramanlar o kadar gerçek gibiydi ki,
Sanki Ebrehe, el kimya odasında incecik sesi ile sinsi sinsi konuşuyor,
Bünyamin, çaresizlik içerisinde ne yapacağını bilmeden karanlıkta oturuyor,
Kubelik daha yeni aşırdığı bir ceseti kesip biçmekle meşgul,
Müşteri dilencinin tekinin cebinden çaldığı yemişleri zıkkımlanıyor,
Alibaz çetesini yeniden toplamış, yine oyuncakçıları yağmalamış..
Aglaya pencerenin önünde ağlayarak Bünyamin'i bekliyormuş,
Hınzıryedi gizli gizli domuz eti yiyip parmaklarını yalıyormuş...

İşte hepsi capacanlı, yerli yerinde, bir tek Uzun İhsan Efendi ise izmirde, 300 yıl sonrasındaymış!

6 yorum:

  1. Türk yazınının fantastik romanlara,hikayelere de ihtiyacı var.Bu bildiğim kadarıyla pek yaygın bir tür değil.Elimizde hayal dünyamızı zenginleştirecek yeni kurmacalar ortaya çıkarabileceğimiz bir tarih var -eğer burdan yola çıkılacaksa-.Anlattığınıza bakılırsa okunası bir kitap.Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. bitmesin diye yavaş yavaş okumak istediğim fakat hortuma tutulmuşum gibi hikayenin içinde sürüklendiğimden hızlıca bitiriverdiğim,ben bunu 5 kere daha okurum diye içimden geçirdiğim,bittikten sonra kitabın kapağını kapattığımda sanki romanın görsel şöleninden dolayı kulaklarımda da duyduğum tüm o seslerin birden kesiliverdiğini fark ettiğim,anlatılması güç okunulası,yaşanılası kitap bence..ne denilse boş.. sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. tarih kitaplarının iç sıkan tekdüzeliğinin aksine kanlı canlı bir imparatorluk kuran, en sıradan insana bile bütün karmaşasıyla orada bir yer bulan, en temel merakları, korkuları, arzuları aralara serpiştirip kalplerimizin fırınına veren sevgili anar... sonuç elbette nar gibi kızarmış ebebiyat sevgisi, en sonunda kendi tarihine dair "gerçek" bir masal okumanın lezzeti, başka kimselerinkine benzemeyen bir hayalgücü ve zekayla tanışmanın iştah açıcı etkisi. çünkü şu dünyada açıklayamadığımız her şey ya aşktan ya da garipliklerden :)

    YanıtlaSil
  4. Ben okuyalı epey oluyor, ama hep aklımda tekrar okumak var. Çok büyüleyici ve harika bir famtazi dünyası, üstelik İstanbul'da geçiyor. Benim aklımda kalan şey ise kerpetenin hikayesidir, muhteşemdir, birbirini kovalayan hikayeler, şimdi gidip alıcam kütüphaneden galiba..

    YanıtlaSil
  5. bu kitaba da begenmedim diyen olmayacagını düşünmüştüm..haklı çıktıgım için çok mutluyum :)

    YanıtlaSil
  6. okuduğum en muazzam kitaplardan biriydi...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails