Bir noktadan bir noktaya sadece bir şekilde, tek bir yoldan gidilmez. Tercih edilebilecek bin bir yol, yapılabilecek milyonlarca hata, yaşanabilecek binlerce deneyim vardır. O yollardan sadece birini seçer ve onu takip ederiz. Bir bakarız beraber yola çıktığımız insanlar artık yanımızda değil; aslında onlar da varış noktasına ulaşır ama başka yollardan geçerek, başka deneyimler yaşatarak.
Geçtiğimiz haftasonu bir kere daha bunun farkına vardım.
-
Sonunda Michael Connelly okumaya başlayabildim. Büyük bir sabırsızlıkla beklediğim kitaplar Perşembe günü geldi ve Cuma akşamı, Connelly'nin Harry Bosch serisinin ilk kitabı olan Tünel Fareleri'ne başladım. Haftasonlarımı evde, kucağımda dünyanın en yaramaz kedisiyle, kahve içip kitap okuyarak geçirmeyi tercih ettiğimden okuma keyfim hiç bölünmeden Pazar akşamı kitabı bitirmiştim.
Tünel Fareleri'nin En İyi Polisiyeler Listesinin ikinci sırasında olmasından dolayı kitaba başlamadan önce çok heyecanlıydım. James Patterson gibi çok sevdiğim bir yazarın ancak 8. sıradan girebildiği bir listenin yarısından fazlası Connelly kitaplarından oluşuyordu. Dolayısıyla kitabın ilk sayfasını bile çok büyük bir beklentiyle çevirdiğimi söyleyebilirim. Beklentilerim karşılığını buldu mu? Hem evet, hem hayır.
En azından ilk kitabına dayanarak Connelly'nin çok akıcı ve doğal bir tarzı olduğunu söyleyebilirim. Sakin bir ırmak gibi. İlk sayfası itibariyle o akıntıya kapılıyor, tatlı tatlı ilerliyor ve sonunda sizi oldukça şaşırtacak kocaman bir şelaleden düşüyorsunuz. James Patterson gibi yazarlarda ise durum genellikle tam tersi. James Patterson ilk sayfadan itibaren sizi yakanızdan tutar, bir o duvara bir bu duvara vurur. Ve kitabın sonuna geldiğinizde oraya buraya vurulmaktan o kadar hissizleşmişsinizdir ki o son düşüşü hissetmezsiniz bile. Bu şu demek; Michael Connelly hayatın her anında karşılaşabileceğimiz suçları yazıyor, her şey doğal akışında, heyecandan nefesiniz kesilmiyor ama sürüklenip gidiyorsunuz, bir Law & Order bölümü gibi. Patterson ise performans tadında cinayetleri ele alıyor, katillerin her biri manyak, heyecandan nefesiniz kesiliyor, daha ziyade bir Criminal Minds ya da Following bölümü gibi. Bu nedenle Connelly'nin tarzının, gerçekçi polisiye arayışında olan okurlara daha uygun olduğuna inanıyorum.
Tünel Fareleri, Connelly'nin Harry Bosch karakterini kullandığı ilk kitap. Harry Bosch, yalnız ve karanlık bir ruha sahip. Çok iyi bir dedektif ancak otoriteyle ilgili sorunları var. Dolayısıyla bir aileye bağlı olmaktansa tek kişilik bir ordu gibi savaşmayı tercih ediyor. Şans eseri atandığı bir davada kurbanın Vietnam'daki arkadaşlarından biri olduğunu fark eden Bosch, olayı nispeten kişisel bir hale getirip davayı çözmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kurbanı ses getiren bir soygunla ilişkilendirdiği zaman ise her şey bir anda Arap saçına dönüyor. Hem avı, hem de avcıyı oynamak zorunda kalıyor. Bu sırada arka planda Vietnam'daki savaşa dair yeterli bilgi ediniyorsunuz. Soruşturma oldukça doğal olaylar çerçevesinde devam ediyor ve sürpriz bir sonla bitiyor.
Polisiye okumaktan zevk alıyor ancak daha gerçekçi kurgular arıyorsanız, eskiden çeşitli gazetelerde polis muhabirliği yapmış olan Connelly'nin tarzı tam size göre olabilir. Benim gibi performans kıvamında işlenen cinayetlerden keyif alanlar ise Connelly'ye kesinlikle bir şans vermeli.
Ancak.
Harry Bosch serisinin ilk kitaptan başlanarak okunmasında fayda var. İlk kitapta bile Bosch'un eski davalarına göndermeler yapan Connelly'nin sonraki kitaplarda ilk olaylara sıklıkla döndüğüne dair çeşitli yorumlar okudum. İkinci kitabın ise henüz ikinci sayfasında çok ciddi bir gönderme vardı.
Sonuç olarak, Connelly de Patterson da Brown da Gerritsen de aynı yere varıyorlar. Bir cinayet yaratıp sonrasında onu çözüyorlar ancak her biri başka bir yoldan gitmeyi tercih ediyor. Kimi o yolda çok narin bir şekilde ilerliyor, kimi ise ortalığı toza dumana katıyor. Aralarından size uygun olanı yine siz belirleyeceksiniz. Öteki yandan, gittiğiniz yoldan gerçekten keyif alıp almadığınızı görebilmeniz için arada geri dönüp farklı bir yolu denemenizde de fayda var.
İyi okumalar,
Amalth.
Bu arada Goodreads hesabıma ulaşmak için tık.
Ben seneler once bir aralar Connelly'e bir hayli sarmis, 8-10 kitabini okumustum. Kendi turunde guzel kitaplardir hepsi. Ellerinize saglik.
YanıtlaSilŞu an ikinci kitabını okuyorum; daha fazlasını da okumak istiyorum ama ne yazık ki 3. kitap olan Betondaki Sarışın'ı basmıyorlarmış artık. Bulamıyorum o yüzden. :(
Silben şu listeyi merak ettim en iyi polisiyeler listesini :) peki tarzında çok aksiyon var mı? polisiye seviyorum ama aksiyonu kitapta pek sevmiyorum da :)
YanıtlaSilKastettiğiniz "aksiyon" tam olarak nedir? Zira polisiye ve aksiyon ayrı düşünülemez bence.
SilYazarın büyük bir hayranıyım ama Karanlık Ay Betondaki Sarışın Şair Hile ve Kayıp Delil kitaplarını arıyorum. . bana yardımcı olabilirmisiniz. tebessum76@hotmail.com mail adresim
YanıtlaSil