Çapulculuk neydi ? Ne zaman girdi hayatımıza ? 31 Mayıs'tan sonra yeni bir "anlam" kazandı sözlükte. (ya da kazandırıldı.) Ve artık kesinlikle eski ifade ettiği anlamda olmayacak çapulcu kelimesi.
Batuhan Dedde; üçüncü kitabıyla 2012 Ekim sonunda tanıştırdı beni. 645 Yayın aracı oldu bu tanışmaya. İlk defa okumuştum o dönem Batuhan Dedde'yi. Onu okurken kimi zaman Bukowski, kimi zaman Murat Uyurkulak, kimi zaman da Emrah Serbes okuyor gibi hissetmiştim kendimi. Bence bu kadar yazara yakın durup kendine özgü olmak inanılmaz bir yetenek.
Biz erkekler ne zaman başlarız kaybetmeye ? Ne zaman öğreniriz sevdiğimiz ya da aşık olduğumuz zaman kendimizi ifade etmeyi ? Hep tutmak istediğimiz elleri başkası tuttuğu zaman mı ? Yoksa sevdiğimiz kızın odasının eşyaları bir taşıma şirketinin eski kamyonunun arkasına tanımadığımız eller tarafından taşınırken mi ?
İlk okulda mı ? Üniversite son sınıfta mı ? İlk aşkımız olan annemiz zamansız bir şekilde öldüğünde mi ?
İşte Batuhan Dedde biraz da kaybettiğimiz zamanları yazmış. Kitabın içinde bazıları birbirinin devamı bazıları ise birbirinden bağımsız kısa hikayeler var ve hepsini birlikte okuduğunuzda bir "çapulcu" ortaya çıkıyor taaa en derinimizde...Bu arada benim favorim "elimdeki tek eldivenin çok acıklı öyküsü" oldu...
Sevgiler...
The Saint
Dedde fromspringin ve feysin vazgeçilmeziydi bir dönem, fenomeniydi. Oralardan takip ediyordum. Kitabını da okumadım hiç. Okusam mı demek ki? Bir ara iyice boka sarmıştı yazdıkları. İfade etmekten çekinmemiştim *.* Aynı Dedde'den söz ediyorsak tabi.
YanıtlaSilMerhaba Cessie,
SilBahsettiğin gibi internet ortamında daha farklı bir Dedde var. Hikayelerindeki ve şiirlerindeki Dedde'yi okursan bu farklılığı fark edersin. Fırsat bulursan okumanı tavsiye ederim.
(ne çok fark kelimesi kullandım :))