8 Aralık 2012 Cumartesi

İşte İnsan, Konrad Lorenz



Konrad "Baba Kaz" Lorenz, ünlü bir davranışbilimcidir ve "Mühürlenme ( imprinting ) " kuramını keşfetmiştir.Köken olarak biyolog olan Lorenz, canlılarda gözlemlediği davranış kalıplarının izini sürerek insan doğasını anlamaya çabalamış ve çalışmalarının şiddetle ilgili olan bölümlerini bu kitapta toplamıştır.

Yazar ilk 2 bölümde bir belgesel izliyormuşçasına, okuru sosyal kalıplarından arındırıp doğanın kendi mekanikleri içerisine çekmeye çalışmış bu esnada kuramlarla ilgili ilk referanslarını vermiş. "Yaşam mücadelesi" kavramının yanlış algılanmasını eleştiren Lorenz, özellikle seleksiyon baskısı üzerinde durmuş, hayvanlarda ritüel oluşum şemalarını gözlemlemiş. Kültürün filogenetik kökenlerine değindikten sonra, Morris, Bowbly, Freud, Darwin 'e atıflarda bulunmuş.

Ritüel oluşumunun, saldırganlığın önüne geçilmesi için öneminden bahseden yazar, bunun aynı zamanda canlılar arasında bağ kurulmasıyla sonuçlandığını da savunmuş. Farklı kültüre ait olan öğelerin en az bağlı bulunulan kültür ve sosyal grubun ritüelleri kadar kutsal sayılması ve saygı gösterilmesi gerektiğini belirttikten sonra, güç farkı bariz belli olan karşılaşmaların sadece ritüellere bağlı kaldığını, gerçek mücadelenin denkler arasında meydana geldiğini örnekler aracılığıyla paylaşıyor.

Tür içi devamlılığa zararlı olsaydı daha önce evrimsel olarak geride bırakılırdı diyor Lorenz, şiddet için. Diğer uyumsuzluk üretebilecek davranışların sosyal engel mekanizmalarına takılarak ritüelleştiğini savunan yazar, bu tarz sosyal engellerin en güçlüsünü annelik içgüdüsü olarak olarak tanımlamış. gebelik ve doğumdan sonra tolerans sınırları çok düşük olan dişinin kendi canlısı hariç her canlıya karşın vahşi olduğunu da ekliyor. Dürtü tatmini için sembolik hel gelmiş davranışların gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtiyor.

İnsan türüne çok benzer davranışlara ilkel düzeylerde tanık olmamızı sağlayan yazar, insanın tür olarak sosyal ve dini dogmalara takılmadan tarafsız bir gözle incelenmesi gerektiğini savunuyor. insanın doğasından ve doğadan ayıran kibrini de eleştirmeyi unutmuyor. Kant'ın düşünce sistemini eleştiriyor, sosyal darwinizmi yanlış anlaşılmalardan sıyırıyor ve elitizme bulaşmadan uyarılarda bulunuyor. Sanatın ve bilimin en güçlü iki kolektif değer olarak toplumda yerlerini almaları gerektiğini savunuyor ve mizahın, gülmenin önemin de dikkat çekiyor. Son iki bölümü sadece insanlığın ve görüşlerin eleştirisine ayırıyor.

Kitabın çevirenin önyazısı hariç can sıkacak bir yanı bulunmadığını, son derece aydınlatıcı ve keyifli bir okuma sunduğunu belirtiyorum. En çok beğendiğim kitaplar arasında kütüphaneme yerleştirirken herkese gönül rahatlığıyla öneriyorum. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

1 yorum:

  1. İnsan ve davranışları ile dürtüleri üzerine kitaplar ilgimi çekmiştir. Kısa süre içinde edinmeyi düşünüyorum İşte İnsan'ı. Teşekkürler inceleme için.

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails