20 Aralık 2012 Perşembe

Dirk Gently Serisi, Douglas Adams



Serinin ilk kitabında, Richard Macduff sevgilisini aramayı unutur ve hocalarının verdiği yemeğe gider. Bu aynı zamanda patronun kardeşi olan sevgilisini hiç mutlu etmeyecektir. Patronu Howard Hughes kadar takıntılı olan Gordon ise, son derece garip bir şekilde aynı gece öldürülür. Richard'ın masumiyetini kanıtlamak ise Dirk Gently'e düşer. Tüm olayların birbiriyle bağlantılı olduğunu savunan beleşçi ve garip huylu dedektif, tuzluklar, çömlekler, zaman makineleri ve hortlaklarla boğuşmak zorunda kalacaktır.

Adams'ın bu yeni serisi, absürd bağlantılar, birbirinden tuhaf karakterler ve bolca göndermeyle akıcı ve keyifli bir okuma sunuyor. Göndermeler arasında Beatles, Coleridge, Duran Duran gibi isimler var. Genelinde medyumluk ve falcılıkla dalga geçen kitap pürşamata bir mizah sunuyor. Eğlenceli bir Schrödinger'in kedisi açılım yapan yazar, bilinçdışı süreçlere değinirken; kurguladığı yanlışlıklar komedisi altında ciddi bir ateizm savunsu yapmış. Zaman yolculuğu klişeleriyle ustaca dalga geçen yazar eğlenceli bir eser kaleme almış.

Kitapta neler olduğuna bir göz atalım o zaman: Elektronik keşişler,dodo kuşları, kuantum sıçramaları, zaman makineleri, hipnotizma hokkabazlık numaraları, Bermuda Şeytan Üçgeni, Hortlaklar, banyoda mahsur kalan atlar, çokbilmiş sekreterler, Coleridge'in kaygan ve sürünmeyi seven imaları, mimari estetiğe maydan okuyan kanepeler...

Son derece zekice bağlantılar ve yüzünüzden tebessümü eksik etmeyen mizahıyla bu kitabı rahatlıkla öneririm.



Serinin ikinci ve son kitabında, Heathrow havalimanında can kaybına neden olmayan bir patlama meydana gelir. Miskin dedektifimiz ise bu esnada uyumaktadır. Müşterisiyle olan randevusuna feci geç kalan kahramanımız, müşterisinin vakitsiz ve mana yoksunu ölümü yüzünden tatsızdır. Patlama ve son günlerin hit şarkısı "Sıcak patates" in bir bağlantısı olduğuna emin olan Dirk, mümkün olan en saçma şekillerde bu gizemlerin izini sürecektir. Bu esnada, öfkeli kartallar, öfke kontrol sorunu olan Tanrılar, ortadan kaybolmayı seven evsizler, irada savaşı vereceği buzdolapları ile mücadele etmesi gerekecektir.

Pizzanın önemini detaylı vurgulayan yazar, bu eserinde reklamlar ve medyayı hedef tahtasına koymuş. Polis kuvvetinin pratik zekasına değinen yazar psikiyatristleri feci yermiş ve mizah duygusundan yoksunluklarıyla dalga geçmiş. Medya ve reklam dünyasını eserinde kıymaya çeviren yazar akıcı ve absürd dilini bolca tebessüm ve kahkahaya neden olacak şekilde ustaca kullanmış.

Kitapta neler olduğuna değinecek olursak : Buzdolabı açmama döngüsü, kayıp eski sekreterler, polisin vakitni çaldığı için içeri tıkılması gereken ölüler, Herkül'ün ırmağa ihtiyaç duyacağı temizlik sorunları, keten çarşafları tutkuyla seven Tanrılar, meraklı komşular, küçük kedi yavrularına dönüşen masa lambaları, gizemli Coca Cola makineleri, haddinden zeki kartallar...

Çok ciddi eleştirileri ustaca mizahıyla yoğuran yazarın bu eseri de aynı kalitede güldürü yuvası. Gaiman'ın Amerikan Tanrıları'ndan önce yazılan, aynı konsepti işleyen bir eser olduğunu belirteyim. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

"Niyetlendiğim yere gitmemiş olabilirim ama sanırım olmam gereken yerdeyim."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails