"Şeytan kovma ayininin altıncı seansı için onu hazırlamak üzere içeri giren gardiyan, ışıl ışıl gözleri ve yeni doğmuş bebek teniyle onu yatağında aşkından ölmüş buldu. Tutam tutam güçlü saçları kazınmış kafasından sanki köpük köpük fışkırıyor, gitgide uzadığı gözle görülüyordu. "
Bu kitap çok özeldir, bir çırpıda okunan ve derin iz bırakan, ardından düşündüren. Sanki Estrella Morente'nin ağıt gibi sözlerini bilmeseniz dahi içinizi yakan şarkısı "Volver" gibi.
Yazar bu kitapla 1982'de nobel ödülü aldı. Bir gazete haberi ve, anneannesinin bir hikayesini birleştirerek oluşan büyülü, enteresan, mistik ve aşk dolu bir roman. Marquez'in genç bir muhabirken 26 Ekim 1949'da Santa Clara manastırının mahzenindeki mezarların boşaltıldığı haberine gider ve orada bir mezarda kazdıkça yoğun bakır renkli çıkan ve en sonunda küçük bir kız çocuğunun kafatasına ait olan yirmi iki metrelik bir saç yığını bulurlar. İşçilere göre normal gelen bu durum, Marquez'in aklına anneannesinin anlattığı Karayip adalarında meşhur bir şekilde efsaneleşmiş bir markiz'in on iki yaşındaki kızını aklına getirir ve iki olayı birleştirir.
Konu öncelikle alnında beyaz bir lekesi olan kül rengi köpeğin Casalduero Markizinin kızı Sierva Maria'yı ısırmasıyla başlar. Kızın ailesi son derece kendinden bağımsız ve ilgisizlerdir. Bir süre sonra Sierva evdeki afrikalı kölelerle kendine ait bir dünya kurar. Onlar gibi yaşar, zaten tuhaf tabiatlı kıza daha egzantrik bir hava katar bu. Kuduz köpek ısırınca olayı ailesi örtbas etmeye çalışırlar, bu durumdan utanırlar. İyileştirme yöntemleri geç olduğu için işe yaramaz ve tedaviler o belirtileri daha çok fark edilir hale getirir. Zaten garip tabiatlı olan kızı daha değişikleştirir ve etraftan içine cin girdiğine dair söylentiler yayılır. Bu halini gören babası kızını manastıra kapatır. Ve rahip Cayetano Delaura'yı kızın içindeki cini çıkarması için görevlendirirler. Ama bu durum ikisi arasında bir aşkın başlamasına yol açacaktır.
Olmaması gereken aşkın, saf ve acı yönünü gözler önüne sererken diğer yandan harika satır araları var.
Mesela;
"Bunun yasaklanmış bir kitap olduğunu biliyor musunuz?"
"Bunun yasaklanmış bir kitap olduğunu biliyor musunuz?"
"Son yüzyıllardaki en iyi romanların hepsinin yasaklandığı gibi,"dedi Abrenuncio.
Ve Garcilaso de la Vega'dan harika soneler okuyorlar. Hep bir yanlarında acı ve ölüm var sanki.
"Yo acabaré, que me entregué sin arte
a quien sabrá perderme y acabarme
si ella quisiere, y aun sabrá querello;"
Öleceğim çünkü vuruldum bilmeden,
isterse öldürmeyi çok iyi bilen
ve elbet bunu isteyecek olana"
Mutlaka okuyun bu büyülü, kızıl saçlı, değişik kızın hüzünlü hikayesini.
Normalde başladığım bi' kitabı hayatta yarım bırakmam fakat bu kitap bana o ilki yaşattı. Nedense kitabı okumak hiç içimden gelmedi benim, maalesef ikinci gün kütüphaneye geri getirip verdim bu kitabı.
YanıtlaSil