30 Ağustos 2011 Salı

Mahrem (Elif Şafak)


Bu roman, içinde bir sözlük barındırıyor ama bu sizin bildiğiniz sözlüklere benzemiyor. Görmekle, görülmekle, görmemekle, görememekle alakalı olarak açıklanan maddelerden oluşan bu sözlük, Nazar Sözlüğü ve Nazar Sözlüğü'nün yazarı, Be-Ce adında bir adam. Sevgilisiyle Hayalfeneri Apartmanı'nda yaşayan Be-Ce, gözlerden ırak bir hayat sürmeyi tercih ediyor, romanın önemli bir kısmı da sevgilisinin ağzından ilişkilerini ve hayatının zor anlarını gösteriyor. Yalnız ilişki de sizin bildiğiniz ilişkilere benzemiyor. Be-Ce'nin adı "cüce-büce"den geliyor, bir cücenin sevgilisi olan roman anlatıcısı ise bir yokuşu çıkarken nefes nefese ve ter içinde kalan bir kadın, yüz otuz iki kiloluk bir kadın.

Mahrem, adı üzerinde, mahremiyet olgusu üzerine şekillenen bir roman. İnsanların mahremiyete olan ihtiyaçları, klasik bir Elif Şafak romanında olduğu gibi üç farklı hikaye etrafında örülüyor, bu üç hikayeden Memiş Efendi'nin (ki tam adı Keramet Keşke Mumi Memiş Efendi) hikayesi bana Puslu Kıtalar Atlası'nı hatırlattı okurken. Fransız madam de Marelle'in hikayesi de, Memiş Efendi'nin hikayesi de, Be-Ce ile şişman kadının aşkı da mahremiyet olgusu üzerine kuruluyor ve klasik Elif Şafak romanlarından farklı olarak bu kez sonunda birbirleriyle birleşmiyorlar, hatta sonu beni epey şaşırttı.

Elif Şafak sevenlerine tavsiye edebileceğim bir kitap ama sanırım ben bir yerlerde bir yanlış yaptım, birbirine yakın dönemlerde Elif Şafak romanları okumak gibi bir hataya düşüyorum, daha önce de Bit Palas ile Araf'ı, hemen ardından da Siyah Süt'ü arka arkaya, çok yakın zamanlarda okumuştum ve gitgide aldığım tad azalmıştı. Bu kez de Baba ve Piç ile Mahrem'i yaklaşık bir ay içinde arada başka kitaplar da okumama rağmen birbirine yakın bir sürede okudum ve yine son okuduğumdan, önceki okuduğumda aldığım zevki almadım. Belki romanlarının belkemiğini aynı şekilde oluşturduğundandır, belki de aynı yazarın romanlarını arka arkaya okuyunca hep böyle oluyordur. Benim için en sevdiğim romanlar arasına girmedi, Baba ve Piç'i de daha çok beğendim, belki yazarının hayranları benden daha farklı düşüneceklerdir.

1 yorum:

  1. nazar sözlüğü bölümlerinden çok etkilenmiş bu romanı okurken.çok önceden okudum aklımda bi tek bu kalmış.

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails