4 Mart 2010 Perşembe

Patasana | Ahmet Ümit


Bir kitap bloguna katkım olabilirse ne mutlu bana, o kadar okuduk bari işe yarasın diyorum ve konuk yazar olarak ilk yazıma başlıyorum:)

“Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım… Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak halde olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı…” Belki de kitabın en merak uyandırıcı cümleleri bunlar… Yüzlerce yıl önce, Patasana’ nın kaleminden çıkmış. Önce bi kısaca konuya değinelim.

Kitap, birbirine bağlı 2 bölüme ayrılmış, bir bölümü günümüzde, Gaziantep’te geçiyor. Karakterlerimiz arkeolog ve kazı yapmak için Gaziantep’e gidiyorlar, kazı başlar başlamaz türlü olaylar, cinayetler peşlerini bırakmıyor, tabi bu arada kazı devam ediyor, çıkanlar ise Patasana’nın tabletleri oluyor. Diğer bölümde ise, 2700 yıl önce yaşayan Patasana adlı Hititli bir saray yazmanının gizlice, resmi olmayarak yazdığı tabletleri okuyoruz. Tabletler çok heyecan verici, Patasana çocukluktan itibaren yaşadıklarını, büyük aşkını, yaşadıkları tarihe olan kinini, öfkesini anlatan olayları yazıyor ve Patasana’nın yaşadıklarıyla Gaziantep’te olan arkeologların yaşadıkları garip bir şekilde kesişiyor.Böyle bir roman yazmak kolay olmasa gerek, çok sıkı bir araştırma yapılmış tarih konusunda, ayrıca gündelik yaşama dair gerekli gereksiz ayrıntılar da var kaldı ki çoğu okuyucuyu daraltmamak için. Eski uygarlıklar bu kitabı okuduktan sonra çok daha fazla ilgi çekici. İçeriği zengin.

Yalnız şöyle de bir durum söz konusu, polisiye sevenler bilir, eğer ki, bir yerde “katil kim” oyunu oynanacaksa, okuyucunun ya da izleyicinin aklında muhakkak bir fikri olmalıdır. Okuduğu roman daha da ilginçleşir, okuyucu kitaba daha da sadık kalır. Kitabın bu konuda sıkça duyduğum ya da okuduğum bir eleştirisi var, katilin kim olduğu, ya da neden olduğu çok fazla heyecan vermiyor, biraz yavan kalıyor. Ama sonunu bi kenara bırakırsak, hikaye her şekilde iyi bağlanıyor. Zevkle ve heyecanla okunacak güzel bir kitap. Hatta Gaziantep kısmı biraz klişe bile gelse, sırf Patasana’ nın tabletleri için bile okunabilir.

Sayfa Sayısı: 402

11 yorum:

  1. annem okumuş ve pek begenmişti, duruyor ama ben daha okumadım.

    bu arada konuk yazarları adaşlardan seçiyoruz sanırım sürekli :)))
    selam ceren!

    YanıtlaSil
  2. Ahmet Ümitin okuduğum üçüncü kitabıydı ...Beyoğlu Rapsodisinden sonra biraz yavan gelmişti banada... Ancak tarihi kısmı için okunmalı yorumcunun yorumuna katılıyorum ...

    YanıtlaSil
  3. gene agatha christie'nin eski mısırda geçen bir öyküsü var ona benziyor mu acaba diye de merak ettim bak şimdi :)

    YanıtlaSil
  4. Allahım ben bu kitabı nasıl okuduğumu bilirim. Kızlarımın gözlerinin içine bakardım ki uyusunlarda bende biran önce patasanaya döneyim diye. O kadar sürekleyici ve bir o kadarda Hititler dönemini anlatan,merak uyandıran bir kitaptır.

    YanıtlaSil
  5. Bu kitabı, balayındayken (9 sene önce) bizi denizden otele götüren servis aracında bir adamdan duydum, yanındaki kadına anlatıyordu.
    Döner dönmez İstanbul'a almıştım. Ahmet Ümit'i ilk ke zokuyordum. Kitabı çok beğenmeiştim ve sonradan Ahmet Ümit'in bir çok kitabını daha okudum. Son zamanlarda soğudum biraz kendisinden, acaba niye :)

    Bu vesileyle beni yıllar öncesine götüren konuk yazarımıza teşekkürü borç bilirim.

    YanıtlaSil
  6. selam arkadaşlar, beğenmenize sevindim, yorumları okumak pek keyifli:)

    bu arada Aslı, bende son zamanlarda tüm polisiyelerini okumama ve az çok beğenmeme rağmen bi soğukluk içindeyim, neden bende pek bilemedim, bu sene içinde "istanbul hatırası" adlı polisiyesi çıkacak, bakalım o zaman ne hissedicem, merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  7. Ben Ahmet Ümit'in Kukla'sını okudum. Şimdi ise mümkün olduğunca uzak duruyorum.

    Çünkü tamamen yazar tarafından yazılmış kötü bir polisiye romanın, başka kitaplardan alınan "ilham" ile yazılan iyi bir polisiye romandan daha faydalı olduğuna inanıyorum.

    Not: Ahmet Ümit'in kitaplarının akıcılığı hakkında birşey demeyeceğim, zira akıcıdır genellikle. Ahmet Ümit kitaplarındaki genel sorun, kimi zaman ödünç alınan olay örgüleri.

    YanıtlaSil
  8. O zaman akıcıdır ama yaratıcı ve özgün değildir, diyebiliriz kitaplar için.
    Bu hislerimizin sebebi bu olabilir, kim bilir?

    YanıtlaSil
  9. bu adamı okuyan ey okurlar rica ediyorum.zaten az buz bir kitap sever var, sevgiyi verdiğiniz yazarlar ve kitaplara bakın yahu.

    bu adamın 400 sayfalık 4 kitabını okudum ve keşke diyorum aradaki 395 sayfa kaybolmuş olsa da öyle okusam kitapları, hiç bir bok yok bu adamda yahu.

    YanıtlaSil
  10. ahmet ümit kısa süre içinde devamlı yeni kitaplar yazan ,sürekli yeni kitapları basılan bi yazar.kısa sürelerde çok iyi işler çıkarılabileceğini düşünmüyorum.kitap makinesi gibi. pek iyi de olduğunu düşünmüyorum aslında. "sis ve gece"yi "beyoğlu rapsodisi"ni okudum yani çok çok kötü değildi okuttu kendini ama çok beğendiğim söylenemez.biraz da önyargı

    YanıtlaSil
  11. Ahmet Ümit iyidir hoştur türünün ülkemizde en önemli temsilcisidir vesselam.. fakat sonunda okuyucuyu şaşırtmak için şu kasmaları yok mu kuzum insana e yuh yani dedirtiyor.. kitaba seni güzel bağlıyor yalnız o sonları olmuyor yaaa, hiç olmuyor ! ama biliyorum bi gün o da olacak :)

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails