7 Ocak 2014 Salı

Harlan Coben | Orman ★★★★★

Bir daha aldığım bir kitabı iki sene boyunca rafta bekletirsem lütfen kafama vurun. Orman, Oyunbozan'ı sevdiğim için bundan en az iki yıl önce aldığım bir Harlan Coben romanı. İki sene boyunca kaçamak bakışlar atıp durduğum ancak yeni aldığım kitapların verdiği heyecanla okumayı unuttuğum Orman, meğer inanılmaz bir kitapmış.

Harlan Coben'in zaten akıcı bir tarzı vardır fakat Orman belki de şu ana kadar okuduğum en akıcı kitap. Kitabı ana karakterin, Paul Copeland'in ağzından okuyoruz. Bu şu demek; Paul sanki geçip karşınıza oturmuş, kahvesini ikram etmişsiniz, bir sigara yakmış ve sohbet havasında, konuşma diliyle başından geçenleri anlatıyor. Arada kalkıp bir kahve daha yapıyorsunuz. Sonrasında muhabbete devam. Öyle akıcı, öyle fark ettirmeden sizi içine çeken bir kitap ki!

Paul Copeland, yıldızı gittikçe parlayan bir eyalet savcısı; çok ünlü ve çok başarılı, ve hatta, yakında parlamentoya girmesine kesin gözüyle bakılıyor. Mahkemede asla ezilmeyen Paul'ün özel hayatı ise travmalarla dolu; daha o küçücükken ailesi Rusya'dan Amerika'ya kaçmış; bir gençlik kampında kız kardeşi öldürülüyor; cesedi asla bulunamıyor; daha sonra kızının acısına dayanamayan annesi, onu ve babasını terk edip gidiyor; ve birkaç ay önce, o asla yanından ayrılmayan babasını da kaybediyor. Aldığı davayı kazanma ihtimali yükseldikçe, davalı çocuklardan birinin babası Paul'ü sırlarını açığa çıkarmakla tehdit ediyor ve gerçekler birer birer su yüzüne çıkıyor, belki de her şeyi alt üst ederek...

Kitap boyunca biri Paul'ün geçmişi, diğeri de aldığı davayla ilgili iki hikaye eşzamanlı olarak akıyor. İkisi de birbirinden heyecanlı ve akıcı. Bu nedenle, bir bölüm bitip de mahkeme salonundan çıktığınızda hem hayıflanacak hem de diğer olaya geri dönmenin heyecanını yaşayacaksınız. Seneler önce okuyup eğlenceli ama nispeten basit bulduğum Oyunbozan'dan sonra Orman tam bir şaşkınlık kaynağı. 

Öyle bir şansım olsaydı eğer, uzuuuuun bir tren yolculuğuna çıkar ve yanıma Orman'ı alırdım. Bir termos da kahve. Belki içinde de biraz muz likörü.

Ağaçlar, cesetler ve, umarım bir gün hepimiz için, adalet!
Amalth.

Oyunbozan hakkındaki yazım için tık.

4 yorum:

  1. Her gün o kadar çok kitap çıkıyor ve biz o kadar çok kitap alıyoruz ki bazı kitaplar arada unutulup gidiyor :(
    Ah benim de ne çok okumak istediklerim var ama Pinuccianın etkinliği girdi olmuyor:)
    Keyifli okumalar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet; bir hayat boyunca okumamızın mümkün olmadığı sayıda kitap var ve biz yetişemiyoruz. Ama artık bu kadar bekletmemeye kararlıyım:) Size de iyi okumalar!

      Sil
  2. bayadır bloggerları takip edemiyordum, bebeği uyutmuşken bir bakınayım dedim, blogdan çıkamadım, epey yazılarınızı kaçırmışım...
    bu kitabın yorumu da öyle olmuş ki, evde uyuyan bir bebek olmasa gidip hemen kitapçıdan Orman'ı alıp kahvemle okuyasım geldi... Bu yazıları böyle iştah kabartıcı yazmayın yahu... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman haftasonu bebekle yürüyüşe çıktığınızda bir kitapçıya girip Orman'ı kapınız. :) O uyurken yapılacak en güzel şeylerden biri olsa gerek uzanıp böylesine sürükleyici bir kitap okumak. Öteki yandan bu aralar bizi sıklıkla takip etmenizi öneriyorum; sürekli kitap çekilişlerimiz var:)

      Sil

Related Posts with Thumbnails