6 Mart 2013 Çarşamba

Kayıp Cennet, John Milton



İngiliz edebiyatının önemli şairlerinden olan John Milton'ın klasik kabul edilen eseri. Milton, monarşiye karşı Cromwell'i desteklemiş ancak huzursuzluk dönemi sona erip monarşi tekrar kurulduğunda hapse atılmıştır. Hapiste kör olan şair İngilizce'ye en çok kelime kazandıran kişi olarak da bilinmektedir ( 630 kelime ). Epik tempoda yazdığı serbest vezinli romanında Şeytan'ı demokratik bir lider olarak resmettiği için eleştirilmiştir.

Metin Cehennemin Prensinin konseyi toplayarak fikir alışverişinde bulunmasıyla açılıyor. Ardından yeni yaratılan ırk olan insanların temsilcilerini bulması, Havva'yı baştan çıkarıp yasak meyveyi yedirme çabası ve insanların atalarının Cennet'ten kovulmasıyla gelişen kurgu Mikail'in Adem'e Tufan'ın görüsünü, geleceği göstermesi ve çocuklarına iletmesi gereken uyarılarla kapanıyor.

Her pasajın başlangıcındaki özetler son derece açıklayıcı olmuş. Dipnotlar çok sayıda mitik karakter ve göndermenin yer aldığı metinde göze batacak kadar sık kullanılmamış, göz yormuyorlar. Bazı yerlerdeki ufak çeviri hataları bu kadar karmaşık ve zorlu bir metni ustalıkla çeviren ve lirik tempoya bozmayan çevirmenlere yakışmayacak kadar önemsizler.

Tanrı, monarşiyi ; şeytan ise hükümdeki yeniliği temsil ediyor. Havva'yı narsisist yansıtan yazar tüm metni boyunca cinsiyetçi çıkarım ve yorumlarla dokuyor kurgusunu. Bir çeşit iç tartışma yürüttüğü gözden kaçmıyor yazarın : otoriteye itaat ve itaatsizlik, özgür irade ve kadercilik arasındaki gidiş gelişler bu muhasebeye dikkat çekiyor. Püriten algılara başkaldıran metni cinselliği, arzuları yücelten ( elbette evlilik bağı altında 17 yy. da yazıldığı gözden kaçırılmamalı ) cesur görüşlere de ev sahipliği yapıyor. Metin boyunca "tasarımdan doğan argüman" kullanılmış ve Tanrı'ya methiye ve yergi arasında gidiş gelişler bulunuyor. Doğayı anlayarak Tanrı'nın anlaşılabileceğine dair görüşler çağın çeşitli buluşlarını yapılan göndermelerinde vücut buluyor. Tanrı'nın hükmünü oğlu olan İsa'ya devretmesi monarşi atfı yapıyor ve bu ilişki üzerinden monarşi yergisi sıkça dile getiriliyor. Özgür iradeyle ilgili olarak ket vurucu bir sosyal kontrol tehdidi, itaatın kabülüne sebep oluyor. Günahın Cennet'te anlam bulması ve cisme gelmesi gibi son derece çarpıcı yorumlamalar gözden kaçmıyor. Metinde ciddi tutarsızlık ve mantık hataları göze çarpıyor: Dünya Henüz yaratılmışken melekler ve Şeytan'ın Norveç köpüğünden, İtalya vadilerinden bahsetmesi gibi.

Metin önce isyankar ve sorgulayıcı bir tonda kendini geliştiriyor sonunda ise itaatkar ve kabullenmiş ( aynı zamanda yitik ) olarak kapanıyor. Milton, daha sonraları Tanrı ve din sorgusunda kullanılacak o kadar çok cephane üretmiş ki bilmeden, hayranlık duymamak elde değil. Lirik dili, akıcı kurgusu ve farklı bakış açısı önemli artıları. Klasiklerden biri olduğunu hatırlatmama gerek olduğunu sanmıyorum. Keyifli okumalar dilerim. Başka incelemelerde görüşmek üzere.

2 yorum:

  1. Kapak oldukça kasvetli geldi bana.. Paylaşım için teşekkurler.
    S.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel anlatmışsın ^^

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails