Metis Yayınları tarafından basılan Brigitte Aubert’in yazmış olduğu Doktor March’ın Dört Oğlu, oldukça akıcı bir teknikle yazılmış kısa bir polisiye. Kitap, yazarın yazmış olduğu ilk romanmış ve epey sürükleyici, meraklandırıcı ve yer yer eğlenceli olduğu kadar aslında bayağı karanlık. Okurken sürekli “Bu kitabın dizisi veya filmi yapılsa ne kadar hoş olabilirmiş aslında,” diye düşünmüştüm ki Brigitte Aubert aslen bir senaryo yazarıymış ve sinemacı bir aileden geliyormuş, hatta hala Cannes’da ailesiyle birlikte bir sinema işletiyormuş.
Zengin bir doktorun ev işlerine bakan Jeanie adında eski sabıkalı bir hizmetçi, etraflarında gerçekleşen seri cinayetler sonrasında bir günlük tutmaya başlar. Genç kızları öldüren seri katilin çok yakınlarda olduğunu hisseden Jeanie, doktorun biri sporcu, biri müzisyen, biri bilgisayar yazılımcısı ve biri de hukukçu olan dördüz oğullarından birinin katil olabileceğini düşünmektedir ki bir gün evde dört oğlandan hangisinin yazdığını bilmediği bir günlük bulur. Bu günlükte cinayetlerin itiraf edildiğini okuyan Jeanie hem paniğe kapılacak, hem de katilin dört oğlandan hangisi olduğunu bulmaya çalışırken kendini katille birbirlerinin günlükleri aracılığıyla ilerleyen bir oyunun içinde bulacaktır.
Roman, bir bölüm katilin, bir bölüm Jeanie’nin günlüğü şeklinde ilerlerken kendisi de eski bir sabıkalı olduğu için polise başvuramayan Jeanie’nin cinayetleri çözmeye ve bir sonraki kurbanı kurtarmaya çalışması ile Jeanie ile sürekli oyun oynayan katilin sabırla ilerleyen planları arka arkaya büyük bir merak ve zevkle okunuyor. Üstelik bir süre sonra katil, günlüğünün okunduğunu fark edince kitap kendini artık elinizden bıraktırmıyor. Edebiyatta polisiye türünü sevenler kadar bu türe uzak olanlara da gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim, Doktor March’ın Dört Oğlu, oldukça farklı bir roman, “Metis ne bassa okurum,” fikrime dayanarak başladığım romandan bir saniye bile sıkılmadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder