30 Eylül 2013 Pazartesi

Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk


Orhan Pamuk'un okuduğum üçüncü ve şimdiye kadar okuduklarımın içinde en güzel kitabıydı.

Seksenli yılların başlarında İstanbul sosyetesinin önde gelen isimlerinden Kemal, Amerika'da okurken tanıştığı Sibel'le nişanlanmak üzereyken Sibel'e vitrinde gördüğü bir çantayı hediye etmek için girdiği butikte uzaktan bir akrabası olan 18 yaşındaki Füsun'la karşılaşır. Çocukluğundan beri görmediği Füsun'a, gördüğü anda aşık olur ve bu aşkı bir saplantı haline getirirken bir yandan da Sibel'le nişan hazırlıkları yapmaya devam eder.

Masumiyet Müzesi, İstanbul'da, anlatıldığı şekilde hayata da geçirilmiş. Roman bu konuda çok ilginç bir teknik sunuyor zaten, bu roman, müzenin broşürü olarak tasarlanmış gibi Kemal'in ağzından Orhan Pamuk tarafından anlatılıyor. Hatta öyle ki roman kahramanı Kemal'le yazar Orhan Pamuk'un diyaloglarının arasında müzeye kitap ile birlikte gelişlerde girişlerin bedava olması gerektiği bile tartışılıyor, her şey olabildiğince gerçekçi. Ve yasak bir aşkın tüm gerçekçiliğini de inanılmaz bir sadelikle anlatıyor Kemal bizlere Orhan Pamuk'un ağzından, zaman zaman tekrarlara düştüğünde bile çok aşık olmuş birinin dönüp dolaşarak aynı şeyleri yakınlarına anlatışı gibi geliyor.


Okumayanlar için "Neymiş bu müze?" sorusunun cevabını da verelim, Kemal, bu yasak aşkın, aslında büyük bir masumiyet taşıdığını ispat etmek için başlarda sırf bu aşkın kendisine verdiği acıyı hafifletmek amacıyla Füsun'la geçirdikleri anları hatırlatan ufak tefek eşyaları saklamaya başlar ve sonra bu eşyalar epey bir birikince onları bir müzede sergilemeye karar verir. İşte bu kitapta da tüm bu eşyaların hangi anlarda kullanıldığını, neler ifade ettiğini Füsun'la olan tüm ilişkisini ve Füsun'u düşündüğü tüm anları sırasıyla anlatırken teker teker açıklıyor.


Orhan Pamuk okurları için güzel sürprizler de var, diğer romanlarından bazı karakterlerin de Kemal'in arkadaşlarının ve İstanbul sosyetesinin içinde bulunduğunu göreceksiniz, ben Kara Kitap'tan Rüya'yı ve gazeteci Celal Salik'i çıkarabildim. Çok orijinal ve çok güzel bir fikrin hem oturup romanını yazdığı, hem de müzeyi gerçeğe dönüştürdüğü için Orhan Pamuk'a olan sevgim ve saygım çoğaldı, İstanbul'a ilk gidişimde gezilmesi gereken ilk yer Masumiyet Müzesi oldu, Türk edebiyatını sevenlere çok şiddetle öneriyorum, Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay tadı alacaksınız, Orhan Pamuk sevip de bu romanı okumamışlara da aynı şiddetle öneriyorum, siz çok daha fazla tad alacaksınız muhtemelen, aşkı anlatmak herkes için kendine kolay ama bir aşkın yarattığı bir saplantıyı bu kadar güzel anlatmak her yiğidin harcı değil.





2 yorum:

  1. En kısa zamanda alacağım. İlk Orhan Pamuk kitabım olacak :))

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails