22 Ocak 2010 Cuma

Ağır çekimde atılan bir tokat: Baba ve Piç

Elif Şafak'ı severim, okuduğum en iyi türk yazarlardan biridir.
Ama itiraf etmeliyim ki son kitabı "kağıt helva"yı diğer kitaplarından derlemeler halinde çıkarmış olması beni okuyucu olarak biraz hayal kırıklığına uğrattı. kağıt helva'yı pek çok insan gibi ben de ticari bir girişim olarak görüyorum, bu da benim okuyucu olarak Elif Şafak'a olan sadakatimi sarsmadı desem yalan olur! Bana Baba ve Piç, nam-ı diğer The Bastard of İstanbul'dan sonra hiçbir kitabı tat vermedi desem, beni anlayan olur mu aranızda?

 Baba ve Piç Elif Şafak'ın ingilizce olarak yazdıgı ve daha sonra türkçeye çevrilmiş bir kitap.
Bana bu kitap ile yaşadığın deneyimi tek cümle ile anlat derseniz şunu söylerim: Adeta agır çekimde atılan bir tokat gibiydi baba ve piç i okumak. bu roman tabiri caiz ise eşekten düşmüşe dönecek kadar etkiledi beni. Tabi bunun benim aileme özel nedenleri de var, dedemin annesinin tehcire uğramış oluşu, bütün ailesinin ölmesi, mallarının başkaları tarafından sahiplenilmesi vs...

Kitap Ermeni meselesine bir Türk'ün çok da  bakmayı tercih etmeyeceği bir açıdan bakıyor. Elif Şafak'ın başını derde sokan bu kitap, ermeni tehcirine her ne açıdan bakarsa baksın, ne anlatırsa anlatsın; kimliğinizden ve geçmişinizden arınarak milliyetsizce baktığınızda, kullanılan anlatım dili olsun, kitabın bölümlerine verilen isimler olsun, kapak tasarımı olsun, içindeki tasvirler olsun, aklınıza gelen her ayrıntının gerçekten büyük bir özen gösterilerek yaratılmış olduğunu gördüğünüzde okuyucu olarak sizi tatmin edebiliyor.

Henüz okumayanların keyfini kaçırmadan, kitaptaki detayları burada zikretmeden nereden başlamalı ve nasıl anlatmalı? Kitabın kapağını ele alalım mesela, kırılmış ve taneleri dökülmüş narın kadın vajinasına benzerligi de kitabı okuduktan sonra ayrı bir anlam kazanıyor.

Yazımın bundan sonraki kısmında, kitaptan alıntılara yer vereceğim için okumamış olanları şimdiden uyarayım!

Kitaptaki türk ve ermeni meselesine hiç deginmeyecegim, hosuma gitmeyen söylemler de vardı, hoşuma gidenler de. siyası tartışmalar bir kenarda dursun, biz okuyucuyuz.

Hayatımda okuduğum hiçbir romandaki betimlemeler beni bu derece sarsmadı. Ciciannenin alzheimer'ın gölgesinde gidip gelen aklının, fırtınada yanıp sönen silik bir deniz fenerinin ışığı gibi tanımladıgı bölümde Elif Şafak'a hayran oldum... Anılarla anı unutan yaşlı bir kadın, bundan güzel anlatılabilir miydi? hiç huyum olmadıgı halde okurken belli yerlerin altını çizdim paylaşmak istedigim insanlara okuyabilmek için.
Ermenilerden birinin, mahallesine döndügünde bir kedi yavrusu gördügünden bahseden upuzun bir paragraf vardı. Gözyaşlarıma hakim olamadım, ne annesinin öldügü an, ne kızkardesinin açlıktan agladıgı an, hepsinden öte o ölmek üzere ve kendi yarasını yalayan kedi yavrusunun gelmesi adamın aklına..yaşadığı tüm acıları, içinde bulunduğu bütün çaresizliği zihninde bir kedi yavrusunun zavallı görüntüsüne hapsetmiş olması...Yaşanan acıların büyüklüğünü hissedip titremenizi sağlıyor, gözlerinizden yaşlar isteseniz de istemeseniz de süzülüyor.

Şuşan ın babasının yazıyı bırakıp "ölü bir balık gibi gerçek hayata vurması" gibi bir benzetme vardı bir de. Ölü bir balık gibi, gerçek hayata vurmak. Sevgili okuyucu, bu hissi tanıyorsun, bu deneyimi biliyorsun. Elif Şafak'ın anlatımı bu yüzden tokat gibi işte. Kelimelerle acılarımızı ve acıya duyduğumuz o körlüğü anımsatıp, bizi allak bullak ediyor.

Bir tecavüze şahit olan Kodak Balonu...romanın, bitmeden önce bize verdiği son hediye, kapağını kapatıp düşünmek için.

o kadar etkilendim ki, bilmem etkilenmeye hazır mıydım zaten, farketmez, hala aklımda capcanlı, bitirmemden uzun zaman geçmesine ragmen içtikten sonra agızda acı bir tat bırakan bir bardak su gibi bir etkisi kaldı üstümde. baba ve piç. istanbulun piçi.tebrikler elif şafak.

özellikle de yıllar önce ölüp giden bir ermeni büyük büyük anneanne ve onun ucu kaçmış, nerde oldugu bilinmeyen diger akrabalarını hatırlatıp, acaba bir yerlerde hiç tanımadıgımız, hiç bizi tanımayan, türkiyeden nefret ederek bir zamanlar yaşadıkları toprakların özlemi ile dolu akrabalarımız var mıdır, aramalı mı, bulmalı mı, diye gaza getiren kitaptır ki..

o hisler de bambaşkadır işte, karman çorman...

Ben   yazarın bu kitabı, geçmişin acılarının, gelecekte insanları umutla ve barışla buluşturmasına katkı sağlamak  için yazdığına inanıyorum. Ne kadar milliyetçi olursanız olun, okuduğunuzda, bir zamanlar evi olan bu topraklardan sürülmüş olan insanların acısını, derinlerde bir yerde anlayacaksınız, sırf bu deneyimi yaşamanız için bile, bu kitabı seve seve tavsiye ediyorum.

Yazıya Kuyruk:
On üzerinden puanım- 9
Yazarı- Elif Şafak
Adı- Baba ve Piç / The Bastard of Istanbul
Orijinal Adı- Baba ve Piç / The Bastard of Istanbul
Çeviren- -
Sayfa Sayısı- 376
Tür- Yerli Roman

Kaç günde okudum- 1 hafta
Kaç kuruş- 19 TL (@ www.kitapyurdu.com)
Öneririr miyim-  Şiddetle

14 yorum:

  1. Sevgili Merope,
    Oncelikle hayirli ugurlu olsun yepyeni blog :)
    Ben de iflah olmaz bir Elif-sever'im, bircok baska yazarla birlikte...Kagit Helva'ysa biraz populist, biraz "iki cok emek isteyen kitap arasi piyasa doldurma stepnesi"gibi geldi bana, Ask'dan sonra...Sanki benim icin, bugune kadarki (tumunu okudugum) kitaplarinda nerelerin altini cizdiysem, onlarin bir kismini toparlayip koymus iki cildin arasina, kagit helva yapmis. Cok gecikmeden usta kalbinden yine vurucu bir roman gelirse affettirici olur ;)

    Baba ve Pic icin ise, "agır çekimde atılan bir tokat gibiydi" benzetmen muthis ve aynen katiliyorum. Cinci Banu Teyze'nin fallari ile omuzlarindaki Sekerserbet Hanim ve Agulu Bey bile apayri bir romana konu olur, o derece harikaydi...

    YanıtlaSil
  2. Normalde popüler yazarları okumam pek.
    Nasıl bir bakış açısıysa bu :)
    Ama bu kitap ilgimi çekti.

    Bu ülkede insanlar köklerini araştırsa kimsenin Türk oğlu Türk olmadığını anlayacaklar ama geçmiş olacak.
    Ben babanemin Yahudi olduğunu o öldükten sonra öğrendim.
    Resmen ''Türklüğüm sasıldı''.

    O yüzden bu kitabı alınacakların başına ekledim.

    YanıtlaSil
  3. @ eliza,

    iltifatın için çok teşekkür ederim. Kağıt helva konusunda benim ifade edemedigimi etmişsin, aynen katılıyorum!

    Açıkçası, şekerserbet hanım ve agulu beyden de bahsetmek istedim, rose'dan da, mustafadan da, ama kendimi tuttum, yoksa bütün kitabın özetini geçecektim buraya :) o sebeple, aklıma yapışan tasvirleri koydum yazıma.

    gerçekten, o derece harikaydı...

    YanıtlaSil
  4. @banyosuyu, kuzum hiç durma, oku, çok etkilenecegini düşünüyorum.

    köklerimiz kesinlikle çok karışık, ben has türküm diyen olamaz o derece :) ege tarafına geldikçe rumlarla, doguya gittikçe ermeni kürt ve araplarla içiçe geçmiş oldugumuzu anlıyoruz :)

    popüler yazarları okumamana da hak veriyorum, onca fos "reklamlı" bestseller yazar gördükten sonra, haklı bir karar bile denebilir :)

    YanıtlaSil
  5. hayırlı olsun diyorum ilk önce...ne ii ettinizde açtınız bu blogu...şahsen çok sevindim....bende elif şafakı bi kaç kitabıyla takip ettim...baba ve piçi bende okumustum ama benim en sevdiğim kitabı pinhan...galiba o tatta başka olmadı ....kağıt helva hakkında aynı düşüncedeyim...sizi takip etmeye devam edecem :)

    YanıtlaSil
  6. sevgili kutup ayusu :))

    güzel dileklerin için teşekkürler ederim tüm arkadaşlarım adına!

    pinhan bende beklemede, onu da okuyacagım. okuyunca işallah yazmak kısmet olur ;)

    görüşmek üzere gene favori kitaplarda :D

    YanıtlaSil
  7. Bu kitabı bende severek okudum. Okuduğumda benim daha önce Sivas'ta duyduğum ama doğruluk derecesini bilmediğim Taşlıdere mevkinde Ermenilerin öldürüldüğü kitapta okuyuşumdu. Bunun bile kitapta geçmesi beni hayrete düşürmüştü. Anladımki bu konuda çok kapsamlı bir araştırma yapmış yazar. Okunmaya değer bir kitap.

    YanıtlaSil
  8. Dalga Sesleri, evet.. kesinlikle üzerinde çok emek verilmiş bir kitap. Aşure gibi di mi :)

    YanıtlaSil
  9. Çok etkilenmiştim okurken, kanım donmuştu resmen, adı da ne kadar güzel yakışmış değil mi?
    Kağıt Helva'ya gelince, altı çizili satırların bir kitapta toplanması diyebilirim. Bir arkadaşım almıştı, işyerinde keyifle üzerinden geçip kitapları hatırladık.

    YanıtlaSil
  10. Benzetme inanılmaz olmuş. Aynen öyle gerçekten de. Bu kitabı okuyalı sanırım 4 sene oldu ama hala ağır çekimde ara ara tokat yemiş gibi olurum düşündükçe. Kağıt Helvayı yılbaşında bize hediye olarak dağıttılar bankada. Ben de kızdım biraz ama altını çizdiklerimi toparlamış, ara ara göz atarım diye farklı bir kategoriye koyma kararı alınca kızgınlığım gitti. Elif Şafak, bizi üzmesin. Yazsın bir güzel roman daha okuyalım doya doya :)

    YanıtlaSil
  11. Bu kitabı ben yeni okudum ve keşke Elif Şafak böyle kalsaydı dedim.

    YanıtlaSil
  12. bi elif şafak hayranı olarak tüm kitaplarını severek okudum ama favorim "baba ve piç"tir. kesinlikle objektif anlatıldığını başarılı oldugunu zekice kurgulandığını düşünüyorum.edebi açıdan zaten ben elif şafak'ta hiç bir kusur bulmam anlatımını ehr zaman beğenmişimdir. yeni çıkan "iskender" romanı da çok başarılı buldum. "baba ve piç" ve "iskender" romanları elif şafak'ın en iyi romanları kesinlikle.

    YanıtlaSil
  13. Keyifle okuduğum elif şafak romanlarından....

    YanıtlaSil
  14. kesinlikle benimde en etkilendigim Elif Safak kitabi...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails