5 Eylül 2013 Perşembe

Mavi Trenin Esrarı, Agatha Christie


Bu kitabı yazana kadar polisiye romanlar yazmak Agatha Christie için bir tutkuymuş. Özel hayatında pek iyi gitmeyen dönemler olduktan sonra, boşanmanın ertesinde maddi olarak sıkıntıya düştüğü bir dönemde, sadece para kazanabilmek amacıyla yazdığı Mavi Trenin Esrarı, hiç içine sinmemiş. Profesyonel duygularla yazdığı ilk romanı hakkında çok kötü eleştiriler beklerken tüm eleştirmenler bu romana bayılmış.

Hercule Poirot, Agatha Christie'nin bir nevi Sherlock Holmes'u, pek çok Agatha Christie romanında karşınıza çıkan bir karakter, aynı zamanda yine Sherlock'la aynı kaderi, ekrana taşınmak konusunda da paylaşıyorlar: http://www.imdb.com/title/tt0094525/

Mavi Trenin Esrarı'nda da Poirot yine bir gizemi çözmeye çalışıyor. Van Aldin adındaki zengin bir baba, çok sevdiği kızı Ruth'un, Bay Kettering'le olan evliliğinde çok mutsuz olduğunu fark ederek kızına, Kettering'den ayrılması için baskı yapmaya başlar. Bu arada, Ruth'u, onaylamadığı bir sevgilinin elinden kurtarmak için Kettering'le evlenmeye zorlayan da kendisidir. Kettering'in, Mirelle adındaki ünlü bir dansçıyla ilişkisi olduğunu öğrenen ve onun bu ilişkiyi hiç de saklamaya bile çalışmadığını gören Ruth da Kettering'den boşanmaya ikna olur. Tabii babasının bilmediği bir şey vardır, Ruth bu boşanmayı, esas sevgilisiyle birlikte olabilmek için istemiştir. Tüm ilişkilerin bir yumak halinde birbirine dolandığı bu girizgahtan sonra ortaya çıkan gizemler, dönemin sosyetesinin ulaşım aracı olarak tercih ettiği, zenginlere hitap eden bir tren olan Mavi Tren'de çözülecektir. Van Aldin, kızına boşanmayı kabul etmesi için çok gösterişli bir yakut kolye hediye eder, Ruth, Mavi Tren'le yolculuk yaparken bu kolye çalınır ve Ruth öldürülür, Kettering ve Mirelle'in de o trende oldukları ortaya çıkınca herkesin şüphesi bu ikili üzerinde toplanır. Poirot, bu suçu kimin işlediği konusunda her şeyi açıklığa kavuşturmak için soruşturmayı sahiplenir.

Kendisini bir çırpıda okutan bir polisiye, çok "eski" olması, kitabı çok sevimli yapıyor, ben çok sevdim, Agatha Christie'nin başka romanlarını sevenler de mutlaka sevecektir.

2 yorum:

  1. Polisiyeler ayrı güzeldir. Milenyum üçlemesini okudunuz mu?

    Bu arada 15 Eylül'de Ters Düz'e beklerim... :)

    YanıtlaSil
  2. Yok hayır okumadım, polisiye özel olarak ilgi alanım değil ama Sherlock Holmes hikayelerini ve Agatha Christie'yi seviyorum, köşklerde, şatolarda, şamdanlı, yakutlu cinayet hikayelerini, dedektifin delil topladıklarını; çok fazla aksiyon ve çok fazla kan olan modern polisiyeleri çok fazla sevmiyorum, biraz da yerli olarak Ahmet Ümit belki, diğerlerine çok yabancıyım, bloğumuzun polisiyecisi Amaltheian :)

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails