7 Kasım 2012 Çarşamba
Serenad, Zülfi Livaneli
İçinde birçok hayatlar barındıran kitapları severim. Livaneli kitaplarını da. Sıcak, samimi bir şekilde sarmalar insanı.
Kitap İstanbul üniversitesine çok ünlü bir profesör'ün gelişi ve Maya Duran'ın onunla ilgilenmesi ile başlıyor. Ama Maya'nın hiç tahmin edemeyeceği gerçeklerle yüzleşmesini okuyoruz. Hayatı değişiyor bir anda.
Bu kitapta birçok insanın öyküsü var. anlatan Maya, kırım göçmeni anneannesi Ayşe, ermeni babannesi Mari, nazilerden kaçan Nadia ve tabii Max.
Roman Max ile Nadia aşkı üzerinden ilerlese de, Mübadele, Mavi Alay, ikinci dünya savaşı sırasında olan olaylar, yahudi profesörlerin gelişi ve burada çalışmaya başlamaları, Struma olayı gibi tarihi gerçeklere el atıyor.
Kitapta geçen yerler, Pera Palas, İstanbul insanı etkiliyor. Nostaljik ve melankolik bir hava içerisinde okuyorsunuz.
Max ve Nadia aşkı ise bize ancak kitaplarda, filmlerde olur dedirten aşklardan. Onların bölümüne geçince çok ağlarım diye düşünüyordum lakin ben en çok Maya'nın başına gelenlerde ağladım. Kitabın sonunda saat üçe değin, deliler gibi Struma gemisini araştırdım.
Karşıma aşağıdaki video çıktı daha çok ağladım.
Sizde bir solukta, elinizden düşürmeden, gece yarısına kadar okuyacak bir roman arıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.
Etiketler:
Sycorox,
Zülfü Livaneli
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
benimde çok beğendiğim bir kitap.
YanıtlaSil