Bir kitap severin en sevdiği yerler kitap evleri, sahaflardır.
Bu sefer kitap değil, dünyanın en güzel kitap evlerini tanıtmak istiyorum. Blog Rafların Arasından olunca, o ünlü raflara bir göz gezdirelim dedim. Hani bir gün yolumuz düşer, uğramadan geçmeyelim değil mi?
Gerçekten gitmeyi istediğim bir kitabevi. 1920'den kalma bir antik tiyatroymuş. Kitabevine çevirme fikri muhteşem olmuş. İstediğiniz kitabı alıp, sahnedeki masalara kurulup inceliyormuşsunuz. Yanında harika bir kahve de içmek muhteşem gider. Yalnız ben ortamı izlemekten kitaba konsantre olamam herhalde.
Livraria Lello/Porto
Eğer Yolunuz bir gün Porto'ya düşerse mutlaka uğrayın. Neredeyse bir asırlık bu kitabevi, vitraylı, ağaç oymalı, değişik bir merdiveni, ard deco tarzındaki ön cephesiyle ağzınızı açık bıraktıracak güzellikte görünüyor. Kitaplar neo-gotik raflara yerleştirilmiş. Üst katında bir kahve içip, aldıklarınıza göz atabilirsiniz. Bana biraz Hogwarts havası verdi burası.
Selexyz Dominicanen/Maastricht/Hollanda
800 yıldan fazla bir ömrü olan 13. yy kilise şimdi kitap severlerin ibadet alanı sanki. Kubbeli çelik tavanı, muhteşem resimleri, ışıklandırması ve tarihi yapısına rağmen modern dizaynı ile bambaşka bir çehresi var. Ayriyeten bisikletli gezginler için otoparkı varmış.
"Cafebrería" El Pendulo/Mexico City
Harika bir kitabevi ve aynı zamanda restoran alanında geçmişi olan bir yer. Yemekler içinde vejeteryan yemekleri pek revaçtaymış. Vejeteryan gıda ve kitaplar kulağa pek sağlıklı geliyor. Kahvaltı zamanı açıp, geç saatlere kadar hizmet ediyorlarmış. Mexico'da bulunmayan avrupadan gelen kitap kolleksiyonu ile kitapseverlerin uğrak mekanı olmuş.
Shakespeare & Company/Paris
Burayı görünce aklıma Before Sunset filmi geliyor. Erkek kahramanımız 10 yıl sonra başlarından geçen o geceyi kaleme alır ve çok ünlü bir yazar olur Paris'e gelir. Kafasında acaba? larla burada bir söyleşi yapar. Ve olaylar bu kitabevinden gelişir. Zaten Amerikalıların uğrak mekanıymış.
1951 yılında Amerikalı George Whitman tarafından açılmış. Kafesinde kahvenin ve kitabın alemlerine dalmak için ideal mekan.
Bookàbar/Roma
Eğik tavanı, bembeyaz minimalist havasıyla önceki kitap evlerinden çok farklı. Daha çok sanat, mimarlık ve tasarım üstüne kitapları bünyesinde barındıran Bookâbar, aynı zamanda CD/ DVD reyonları da var. Kitapçıdan çok aslında sanat galerisini andırıyor.
Kitap kurtlarının mutlaka uğraması gereken bir mekan. Sıcacık, eğlenceli ve ikinci el!
Kütüphane gibi de kullanılıyormuş, bunun için öncelikle belirli bir ücret ödeyip kitabı alıp, okuyup sonra paranızı geri alıyormuşsunuz. Aynı zamanda film günleri, akşam yemeği düzenleme günleri gibi etkinlikleri de varmış. Çok hoş bir internet siteleri de mevcut Buyrun!
Big Ben Bookshop/Prag
Prag sevgimi bilenler bilir, oraya gittiğimde mutlaka uğrayacağım yerlerden biri bu kitapçı olacak. Şehrin tarihi dar sokaklarında saklanmış şirin bir dükkan. Kitaplar belki biraz pahalı gelebilirmiş lakin Avrupa'daki kitapçılarla kıyaslandığında normal standartlardaymış. Çocuk ve kurgu bölümü ile takdir toplayan dükkan aynı zamanda Prag tarihi ve komünist dönemle ilgili bölümü dikkat çekiyor.
City Lights Books/San Francisco
Lawrence Ferlinghetti'nin dükkanı yıllarca Allen Ginsberg ve gibi ünlü yazarların ve bohemlerin uğrak mekanı olmuş. 60 yıllık bir mazisi var ve San Francisco'nun en canlı kültür merkezlerinden. Her hafta yapılan okumalarla müdavimlerinin vazgeçilmezi.
Atlantis Books/Santorini
Santorinin beyaz badanalı villalarından birine bir grup Avrupa ve Amerikalı üniversite öğrencisi Atlantis Books'u kurmuşlar. Gün batımında kitabınızı alıp, üst katta oturmak harika olur muhtemelen.
Daund Books/Londra
Londra'nın en beğenilen kitapevilerinden Daund Books seyahatçi için önemli olabilecek kitapları bünyesinde barındırdığı için ün yapmıştır. Edward dönemini anımsatan mimarisi, cilalı zemini ve kitaplıklarıyla görülmesi gereken bir yer.
:( İçim gitti, Türkiye'de de en fazla Kitapsan'ın üst katında otururuz.
YanıtlaSillondradakine gdicem en kısa zamanda :D süper bir yazı olmuş valla eline saglık
YanıtlaSilöldüm bittim ben. kaybolmak istiyorum oralarda, bulamasın kimse beni.
YanıtlaSilBiraz önce Buket Uzuner bu yazıyı twitterda paylaşmış kızlar, acayip sevindim ya, ama nereden buldu hayret ettim :)
YanıtlaSilMerope; teşekkürler, sende bol bol fotoğraf çekiver gittiğinde :)
YanıtlaSilYaşadığım kentte oldukça iyi olduğunu düşündüğüm bir kitabevi kapanmış, bir diğeri de kapatmayı düşünürken içim cız etmedi desem yalan olur, bu yazıyı okurken.
YanıtlaSilEvet aynen. Bu kitabevleri'nin çoğu yıllardır ayakta. Ya da tarihi dokusu, hikayesi olan yerlere yapılmış. Bizde ise tarihe sahip çıkmadığımız gibi yıkıyoruz, otel vs yapıyoruz hemen.
YanıtlaSilVay arkadaş.. Müthiş bir şölen oldu :)
YanıtlaSilnasıl güzel bir post, ellerine sağlık :)
YanıtlaSilhepsine gitmek istiyor insan, ne rahatlar oralarda insan..
YanıtlaSilbir de şöyle bişi buldum, ama bunlar kütüphaneler :)
http://thegreatgeekmanual.com/blog/the-worlds-most-beautiful-libraries
Valerie Piaf, çok teşekkürler, kütüphanelerle ilgili de bir post hazırlama planım var önümüzdeki günlerde, buna göz atayım, önce bir araştırayım iyice.
YanıtlaSilHayalim, bir gün bütün bunların karışımı bir yer açmak. Kitap&Cafe! Hemen yanında da evim olsun istiyorum, içinde bir sürü kedim olan...
YanıtlaSilHayalimi kamçıladığın için teşekkür ederim, Sycorox :) yaşama sevinci verdiğin için de :)
Hepsi birbirinden güzel, gezmeyi o kadar çok isterim ki... ama en çok Shakespeare & Company'i görmek isterim o da Before Sunset'ten ötürü;))
YanıtlaSilSahaf Kedisi; ne güzel sözler bunlar umarım hayalin gerçekleşir ve oraya geliriz bizde, kedileri sever, kahve içer, kitaplara dalarız.
YanıtlaSilGüngör; aynen Before Sunset'in çok etkisi var o dükkanda :)
mükemmeller!
YanıtlaSilShakespeare & Company'de cafe nerde yav? yukarıda odalar var ama cafe?
YanıtlaSilkaradenizz; çevirdiğim kaynakta cafe olduğu yazıyordu, tabii gidip görmek lazım :)
YanıtlaSilya, biz interrail ile 2 kere gitme şerefine nail olmuştuk paris'e :) orada kaldığımız süreler içinde birçok kez Shakespeare & Company'ye de uğradık. en son geçen sene... acaba daha önce mi vardı? neyse, umarım hepimizin bu tanıttığın tüm yerleri görme, gezme şansımız olur!
YanıtlaSilkaradenizzz; çok şanslısınız vallahi. umarım gideriz de ilk elden görüp yazarız buraları değil mi? :)
YanıtlaSilçok güzel :) bu arada haftanın blogu seçildin :) http://bostanciogludevran.wordpress.com/2012/03/17/haftanin-ozeti-76-ve-77/
YanıtlaSil