20 Ağustos 2011 Cumartesi

Aşık Papağan Barı (Nazlı Eray)

Öyle bir roman düşünün ki okurken uzun, çok uzun bir rüya görüyormuşsunuz gibi hissettirsin. Nazlı Eray'ın bu fantastik romanı, uzun bir rüya gibi. Bir gece romanı ağzından okuduğumuz anlatıcı kadın, kendini bir hastanede bulur. Bu hastaneye açık kalp ameliyatı için getirilmiştir ama ne olduğunu hatırlamaz. Yanındaki "koruyucu meleği"ne neler olduğunu sorduğunda, melek ona "Sus sus, yorulma şimdi, bir trafik kazası oldu, siyah bir Opel Vectra son hız giderken kalbine saplandı." der. Kadın, ameliyathanede doktorların yanısıra bir kaportacı ve çırağını fark eder, açık kalp ameliyatı devam ederken bir yandan da kalbindeki hurdaya dönmüş Opel Vectra'yı çıkarmaya çalışıyorlardır.

Böyle başlayan bir romanın aslında çok yoğun, çok duygulu bir aşk romanı olduğunu söylemeliyim ama bir yandan da çok uzun ve gerçeküstü bir hikaye bu, sadece bir aşk romanı diyip geçmemek gerek. Ameliyatta bedenini bırakan kadın, zaman ve mekan kavramından bir süre için bağımsız olduğunu öğrenince unutamadığı anlara geri döner, rüyalara girer, çıkar, cinci hocalarla, mafya babalarıyla, vücudu olmayan bir dudakla muhatap olur, kitaba adını veren Aşık Papağan Barı'na girdi mi hele bir daha oradan çıkamaz. Aşık Papağan Barı da neresi mi? Las Vegas'ta, içinde çok büyük bir sır perdesini barındıran, yıllar önce bara gelen kızıl saçlı bir kadına aşık olan bir papağan sayesinde bu isme kavuşan bir bar. Mutlaka bu bara uğramalısınız.

1 yorum:

  1. ilgimi feci çekti, bir de girişte fantastik demişsin ya. Türkiye'de fantastik roman pek fazla bulunmadığından sanırım olanları yiyip yutmalıyız, bu romanı da sayende listeme alıyorum hemen (:

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails