29 Nisan 2013 Pazartesi

En Mavi Göz, Toni Morrison


En Mavi Göz'ü okurken sürekli Şeker Portakalı'na benzettim, iki romanın da sefaleti, çocukluk sanrılarını, çocuk gözüyle büyük travmaları anlatıyor olması sayesinde bu çok normal sanırım. En Mavi Göz'de bir de sürekli güzellik ve çirkinlik kavramı da çocuk gözüyle irdeleniyor, öyle ki romana adını veren şey, Pecola'nın bir rahibe "Tanrıdan sürekli beyazlar gibi mavi gözlerim olmasını diliyorum fakat olmuyor," demesi. Küçücük, zenci bir kız çocuğunun, sürekli beyaz insanların güzelliğinin vurgulandığı bir dünyada ayrımcılık içinde büyüyor olması, oyuncak bebeklerin bile sarışın ve mavi gözlü yapılması, hemen hemen hiç beyaz ama fakir bir çocuğa rastlanmazken Pecola'nın kendisi gibi fakir olan tüm arkadaşlarının zenci çocuklar olması hep romanın belkemiği. Toni Morrison, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bir yazar, bu ödülü hak etmiş olduğunu da şahane benzetmeleri ve betimlemeleriyle anlıyorsunuz, soyut ve somut farkı, neredeyse ortadan kalkıyor ve dünya üzerinde var olan her şeyin bir yanıyla başka bir şeyi andırabileceğini anlatıyor Toni Morrison, daha romana başlarken "Şehvet gibi sessizce yürüyen rahibeler..." cümlesiyle, ilerilerde bir kusmuk yığınının bütünlüğünü koruma çabasıyla kıvamlı bir şekilde ağır ağır yerçekimine yenik düşmesini anlatırken, başka bir yerde aşık bir kadın için, aşığıyla sevişmenin bir gökkuşağı olduğunu yazarken...

Çok güzel bir romandı, Şeker Portakalı'nı sevmiş olan herkes bunu da sever bence.

3 yorum:

  1. şeker portakalına benziyorsa harikadır :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayesi ondan biraz daha travmatik ve sert ama üslubu onun kadar harika.

      Sil
  2. okunacak kitaplarıma ekledim gitti =)

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails