13 Haziran 2012 Çarşamba

Yabancı, Albert Camus


Mersault, yalnız başına yaşayan, bir büroda çalışan bir Fransız, kendi kendine, basit hayatını sürdürürken eline geçen ve annesinin ölümünü bildiren bir telgraf yüzünden, olağan işlerinin dışında bir şeyler yapması gerekiyor. Bir yaşlılar yurduna teslim ettiği annesinin cenazesine katıldıktan sonra Mersault, bir kadınla görüşmeye başlıyor ve ardından bir arkadaş ediniyor. Her şeyi büyük bir hissizlik ve boşvermişlikle yapan genç adam, birbirini takip eden birtakım olaylar sonrası kendini hapishanede bulduğunda, olanlar ve hissiz bir hayat üzerine çıkarımlar yapmaya başlıyor.

Yabancı, Albert Camus'un en iyi edebi eseridir denir. Tıpkı Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ındaki C. gibi Camus'nun Yabancı'sındaki Mersault da hayatı pek heyecan verici bulmaz. Kendini sürükleyen akışa kendini ve yazgısını bırakmış gibidir. Yine tıpkı C. gibi aşk bile onu bu hayatta heyecanlandıramamaktadır, her şey olması gerektiği için oluyor yahut olmaması gerekiyorsa olmuyordur, üzerine düşünmeye, üzülmeye değecek hiçbir olay yoktur. Mersault'un annesinin cenazesindeki hissizliği de sonradan onu fazlasıyla düşündürecektir, kız arkadaşıyla yaşadığı o an için önemsiz gelen anlar da.

Zeki Demirkubuz'un Yazgı isimli filmi, bu kitaptan esinlenilmiştir ve The Cure'un Killing An Arab adlı şarkısı bu kitaba gönderme imiş.

Varoluşçuların, henüz bu kitabı okumamış Camus ve Sartre okurlarının, Aylak Adam'ı sevmiş okurların göz atmasını tavsiye ederim, pişman olacaklarını sanmıyorum.

2 yorum:

  1. Ben de geçenlerde okuyup blogumda yazmıştım bu kitabı, açıkçası kitabı bitirdikten sonra kitap hakkında yazılanları okumak daha açıklayıcı olmuştu benim için:)

    YanıtlaSil
  2. bu kitabı okuyup da pişman olmak mümkün müdür?...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails