"...yaşlıca bir çift önümüzde durup alenen bizi incelemeye başladı. Robert ilgi çekmekten hoşlanıyordu heyecanla elimi sıktı. 'Hadi fotoğraflarını çek,' dedi kadın, hayretler içindeki kocasına. 'Sanatçılar galiba.' 'Hadi canım' dedi adam omuz silkerek.
'Çoluk çocuk bunlar.'"
Patti'nin Horses kapağını ilk gördüğümde (ve onunla ilk tanıştığımda demek daha doğru olur) orta okulda teyzesinin dergilerini karıştırmaktan hoşlanan küçük bir çocuktum ve çok ilgilimi çekmişti kapak. Gömleğini, siyah pantolonu, askıları ve ceketi (Frank Sinatra tarzı atışını) inceleyip, büyüsüne kapılıp çok sevmiştim. Albümü yıllar sonra dinledim o ayrı konu.
"Ceketimi Frank Sinatra gibi omzuma attım. Referanslarla doluydum.Robert ise ışık ve gölgeyle doluydu.
"Geri geldi" dedi.
Birkaç poz daha aldı.
"Tamamdır."
"Nereden biliyorsun?"
"Biliyorum işte."
O gün on iki adet resim çekti.
Birkaç gün sonra bana ön baskıları gösterdi. "İşte bu büyülü oldu" dedi.
Şimdi bu resme baktığımda asla kendimi görmüyorum. Bizi görüyorum."
Hayatlarının ne olacağını kestiremedikleri bir dönemde birbirini bulan, en büyük ortak noktalarının sanatçı olmak olduğu iki insanın birbirlerine tutunuşunu görüyoruz. Patti Smith ve Robert Mapplethorpe'un önce aşkla başlayan bağlılıkları, sonrasında çok sağlam bir dostluğa dönüşüyor. Ve bu sırada hayatlarına giren insanları, Chelsea otelinin büyülü atmosferi ile okuyoruz.
Çevrelerinde kimler yok ki. New York'un tüm sanat çevresi ile sarılmış durumdalar ki Patti durumu şöyle anlatmış;
"Solumda masada Janis Joplin grubuyla birlikte takılıyordu. Sağımda Grace Slick ve Jefferson Airplane ile Country Joe and the Fish elemanları vardı. Kapıya bakan son masada Jimi Hendrix oturuyordu."
Kitabı öyle şekilde okuyorsunuz ki, hem dalıp gidiyorsunuz, bir yandan da hiç bitmesin istiyorsunuz. Bitirmeye kıyamadan okunan kitaplardan. Mutlaka okuyun derim Johnny Deep'in de dediği gibi 'Bir başyapıt' gerçekten.
İnanılmaz güzel bir kitaptı. Burada görünce çok mutlu oldum. 60'lar, 70'ler ve o dönemle ilgili herşeyi aynı şekilde çok sağlam bir dostluğu okumak büyük bir keyifti.
YanıtlaSilçok keyif aldım bu kitabı okurken ben. hem nasıl da patti smith dinletiyor insana yeniden. tekrar tekrar..
YanıtlaSilbu kadına tapınırım.. alnımı secdeden kaldırmam o derece..
YanıtlaSilve bu kitap daha geçen gün ellerimdeydi.. harika bir şey.. defalarca okuyabilirim.
çok sevdim ve resmen yaşadım okurken; "şu masada jim hendrix oturuyordu" ! bir döneme birinci ağızdan tanıklık etmek güzeldi.
YanıtlaSilpatti smith'in dünyası o kadar etkileyiciydi ki içinde olmayı istedim.
YanıtlaSil