Kitaba başladığımda, alıştığım sürükleyici romanlarından sonra defterlerinde kendisine not diye yazdığı hissini veren, kısa yazılarla karşılaşınca önce hayal kırıklığı yaşadım. Saptamalar ve gözlemler, hayata dair çıkarımlar her zamanki gibi çok yerinde olsa da beklentimle uyuşmadılar. Tabii ki okumayı bırakmadım ve devam ettikçe; romanlarından aldığım tadı almaya başladım, kısacık öykümsü, denememsi yazılardan.
Tüm yazılanların içinde hüzün var, geriye dönüş, hatırlayış, içe işleyen yaşanmışlıkların bir yansıması var.
Murathan Mungan yazma işini çok ustaca yapıyor, işte. Bunu da yaşarken, herhangi biri gibi değil, düşünerek, hissederek, duygusunu saklayarak yapmasından kaynaklanıyor sanırım. Ben kimim, onun yazılarını nasıl yazdığını oturup da yorumlayayım? Ama bir okur olarak, her kitabından sonra bende kalan his ve düşünce bu oluyor.
Bir otobüs yolculuğunda, kitap okuyup da midesi bulanmayan şanslılardansanız, hayır ben maalesef değilim; bu kitabı üzerine bir sürü not alarak, okuyup bitirebilirsiniz.
Kısa ama derin, içe işleyen, insana bambaşka öykülerini hatırlatan ya da hiç yaşanmamış öyküleri yazma hissi veren bir kitap.
Uzatmaya gerek yok, alın okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder