31 Ağustos 2010 Salı

İstanbul Bir Masaldı/ Mario Levi


"Farklı yerlerde, farklı bakışlarda çok uzun süre hiçbir şey hissetmeksizin görüştüğünüz konuştuğunuz olur kimi insanlarla... Bir hayatın, bir başka hayatın, sizi izlediğini her geçen gün biraz daha çok içine aldığını, tutsağı kıldığını, ayıramazsınız o zamanlarda... Oysa bazı küçük önemsizmiş gibi görünen ayrıntılarla, her geçen gün biraz daha, gizliden gizliye hazırlanırsınız.. Tüm yaşananlar o an içindir, o dokunuş içindir aslında... Çünkü bazı ilişkiler hep o yeri, o zamanı bekler. Sonra o büyüye, bir daha çıkmamasına girmeye başlarsınız..."

Çok uzun zaman oldu kitabı okuyalı. Kitaptan aldığım notları geçen bulunca, geçmişe bir geri dönüş durumu oldu.

İstanbul Bir Masaldı, masal gibi ilerleyen bir kitap, ama bu kitabı ya çok seviyor insanlar, ya da sıkılıp bırakıyor.

Mario Leviyi zamanında İz tv'de bir programda izlemiştim. Harika bir evi vardı, böyle o çok sevdiği İstanbulunu en iyi görebileceği yerde, kendine ait köşesinde. O zaman daha iyi anlamıştım onun tasvirlerini belki..

Bu kitap "azınlıklar" ile ilgili bir kitap yazarın deyişiyle. Bir nevi onlara gönül borcunu ödemiş yazarak. Musevilerin İstanbulu, onların bakış açısıyla, konuşma diliyle, İstanbulun sokakları, dükkanları, sohbetleri, hepsi...

O kişileri bize takdim ediyor, hikayelerini sanki okumuyoruz, dinliyoruz. Uzun uzun bizlere anlatıyor ve çoğu yerde tasvirlerle bezeyerek, Olga, Monsieur Jak, Kirkor amca, Yelekci Niko, Eva, Schwartz ve daha sanırım şu an ismini hatırlayamadığım nicesi'nin hikayesi onun kaleminden akmış gitmiş. O insanları tanıyormuşçasına bir hisle, merak ediyorsunuz hikayelerini, hani sanki Mario Levi sizi o güzel manzaralı evine davet etmiş, en sevdiği kahvesinden ikram etmiş ve başlamış anlatmaya gibi...

Bir yandan'da öylesine bir hüzün mevcut kitapta, bazı yerlerinde içiniz buruluyor...

"Bazı aşkların hiçbir zaman bitmeyeceğini, ayrılıklara karşın hayatın içinde bir yerlerde, tıpkı ölümlerden sonra devam eden o ilişkiler gibi sessiz sedasız yaşamaya devam ettiğini, bazı sözcüklerin, bazı resimlerin,nesnelerinse, o uzun yolda, her geçen gün biraz daha anlam, dahası yaşanırlık kazandıklarını kaçıncı kez anlayışım bu.."

"Yanlış yerlerde, yanlış insanlarla, yanlış hayatı kabullenen çok insan vardır. O,uzaktan baktığımız ya da baktığımızı sandığımız yerlerde..."

"O hayatların içinde olanların taşımayı çok iyi bildikleri maskeler, her geçen gün biraz daha ustalaştırılarak takılmış...
Maskeler takılmış evet... Başkalarının arasında olabildiğince kalmak yada kendini, başkalarının arasında kalarak kaybettirmek için..."

Bunları not ederken, muhtemelen sizde kendi içinizde bir yolculuğa ve hüzne çıkıyorsunuz ister istemez.

Kitabın ilk çıktığı zaman kapağı daha güzeldi açıkçası. Okurken ara ara kapağına bakardım (evet saçma bir şey olsa da) Bu kapak ise göz yoruyor sanki, ne dersiniz?








6 yorum:

  1. Doğruyu söylemek gerekirse ilk defa duyduğum bir kitap. Okuma listeme eklememde yarar var sanırım... Teşekkür ederim.

    http://www.kitapkolik.net

    YanıtlaSil
  2. Ben de çok severim Mario Levi' yi. Eskiden radyo programları yapardı, bayılırdım İstanbul Türkçesiyle anlattıklarına. Uzun cümlelerinde kaybolmayı severim, bazı insanlar sanırım bu yüzden sevmiyor. Diğer kiatpalrınıda öneririm özellikle "bir şehre gidemek" kitabı müthiştir.

    YanıtlaSil
  3. ben bu kitabı görünce, önce mario puzo nun sandım, dumur oldum acaba istanbulda mafya olaylarını mı anlatıyor diye. sonradan dank etti soyadı farkı :)

    YanıtlaSil
  4. MahmutAdin; tavsiye ederim, listenize ekleyin..

    Bilge Ve Annesi;Evet çoğu kişi onun o "uzun cümlelerini" fazla sıkıcı buluyor, ama asıl onlar güzel. Diğer kitaplarını okumadım, bende onları listeme ekleyim o halde..

    Merope; :))

    YanıtlaSil
  5. kitabı okurken sıkılanlar tarafında olup sonra yeniden alıp azimle okumaya karar verenler tarafına geçtim de hala -sanırım kitap bitse de-şu düşüncem değişmeyecek: yazar sanki denemelerini vermiş kontrol etmeden kitap basılmış.cümlelerin sürekli tekrar edilmesi gereksiz olmuş.neden bu kadar baskı yapmış,bilemiyorum.sırrı da burada galiba.hece hece ilerleyen bir kitap.hızlı okuma kurallarınızı yıkıyorsunuz yoksa bişey anlaşılmıyor.durup,düşünecek cümleyi anlayacak sonra devam edeceksiniz..
    -bence-
    şimdi resim ararken başka okuyan var mı diye karşıma çıktı.yorum yazmak istedim.
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  6. Anlatımı çok güzel
    evet gereksiz tekrarları fazla
    Kurguda kopukluklar var
    İnsan Psikolojisinin derinliklerine iniyor
    Bir kopuş
    Bir kayboluş
    Bir bitiş romanı hüzünle okuyorum

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails