Kitabı, Kitap ve Film Kulübümüzün Nisan ayı kitaplarından olması sebebiyle okudum fakat zaten okunacak kitaplar listemdeydi. Şöyle ki, hakkında hiçbir şey bilmediğim bu kitabın kapağı ve ismi, Goodreads'te karşıma çıktığında beni bir şekilde sebepsizce etkilemişti, hatta kapak resmini Bahadır Baruter'in sanatsal çizimlerine benzettiğim için Nisan kitaplarından biri olunca tutup da kitabın kapağı kimin eseriymiş, acaba haklı olabilir miymişim diye baktığımda şu fotoğraf sanatçısıyla da beni tanıştırdı: Andre Kertesz. Metis Yayınları'nın kitap kapağı seçimlerine bayılıyorum.
Bu kısa roman, Neval El Seddavi'nin bir proje için Mısır'da cezaevlerindeki kadın hükümlü ve tutuklularla yaptığı röportajlardan doğmuş fakat tüm röportajlardan değil, özel olarak bir kadın, yazarı çok etkilemiş ve bu kadının hikayesi Sıfır Noktasındaki Kadın'ı yaratmış. Firdevs adlı bir kadın hükümlü, idam gününü beklediği Kanatır Cezaevi'nde kimseyle konuşmamakta, kendisiyle röportaj yapmaya gelen herkesi reddetmekte, ziyaretçi kabul etmemektedir. Neval El Seddavi, Firdevs'in bu tutumundan etkilenerek kendisiyle konuşmak için ısrarcı davranır ve kendisinin önce bakışlarından ve insanı buz gibi bir gerçeğe taşıyan hikayesinden çok etkilenir ve Firdevs'in öyküsünü yaşatmaya karar verir. Firdevs, çocukluğundan beri lokmalarını sayan erkeklerin himayesinde yaşamış, özgürlüğünü ancak vücudunu erkeklere pazarlayarak elde edebilmiş bir fahişedir ve yeryüzündeki tüm erkeklerden, içinde yaşamak zorunda kaldığı koşullar nedeniyle nefret etmektedir. Bunu dile getirişi yazarı o kadar etkiler ve Firdevs'in saptamalarını o kadar altı dolu bulur ki araştırmasını bir kenara bırakır, Firdevs'in çocukluğundan başlayarak onu fahişelik yapmaya iten koşulları, fahişelikten nasıl vazgeçmeye çalıştığını ve neden yeniden fahişeliğe geri döndüğünü, gerek ailesindeki erkeklerin, gerekse kendisine bir kurtarıcı edasıyla yaklaşan erkeklerin kendisini asla birey olarak görmediklerini, kız çocuklarının ve kadınların eğitilmesinin önündeki engelleri, yoksulluğun çaresizliğini ve daha pek çok şeyi Firdevs'in ağzından bizlere aktarır.
Kanatır Cezaevi'nin (ah o sesteşlik...) duvarları arasından doğup pek çok dile çevrilen roman Metis Yayınları tarafından özenli ve güzel bir çeviriyle basılmış, dünya edebiyatı severler kadar kadın sorunlarına eğilen okurlara da gönül rahatlığıyla önerebileceğim gibi edebi zevki ne olursa olsun herkesin de okuyabileceğini düşünüyorum, kısacık olduğu kadar etkileyiciydi. Üstelik tesadüfen kitabı Şakran'daki cezaevinden dönerken bitirdim, belki tam da hayatımda ilk kez bir cezaevinin duvarları arasına girdiğim için beni gereğinden fazla etkilemiştir.
Not: Film ve Kitap Kulübümüz için: https://www.facebook.com/groups/385668214976401/
Süper-kuralsız ve sayaçsız bir kulüp olarak her ay öneri ve oylama sistemiyle birer kitap ve film seçip onları okuyup izliyoruz, öneriler sayesinde okuma ve izleme listelerimizi genişletip oylamalar sayesinde de heyecansız hayatlarımıza minik hareketler getiriyoruz, olabildiğince kendi halimizde ve sakiniz, eğer bize katılmak isterseniz Facebook grubumuza üye olup bir sonraki ay için önerilerinizi yazmanız yeterli. ^.^ İsim konusunda bile aşırı heyecansız ve kararsız olduğumuz için tekdüze bir isim almış olmamız sizi yanıltmasın, her ay okuduğumuz ve izlediğimiz şeyler tekdüzelikten ve sıkıcılıktan epey uzak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder